Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/9625 E. 2014/923 K. 21.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9625
KARAR NO : 2014/923
KARAR TARİHİ : 21.01.2014

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi … ve arkadaşları tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında … İlçesi, … Köyü, 193 ada 15 parsel sayılı 1760,11 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak çay bahçesi niteliği ile davalılar … ve … adına, 193 ada 13 parsel sayılı 3377,08 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak çay bahçesi niteliği ile davalılar … ve … adına, 193 ada 14 parsel sayılı 1736,63 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak çay bahçesi niteliği ile davalılar … ve … adına tespit edilmiştir.
Davacı … Yönetimi, 193 ada 15 parsel sayılı taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulü ile 193 ada 15 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaliyle orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08/11/2010 gün ve 2010/12727 E. – 13771 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir: Şöyle ki; davalılara duruşma günü ve dava dilekçesi tebliğ edilmemiş, sadece kararın verildiği 11.06.2010 tarihli celsede davalılardan …’ın hazır olduğu bildirilmiş ve davalıların beyanı alınmıştır. Mahkemece taraf teşkili yapılmadan hüküm kurulduğu gibi 01.03.2010 tarihinde dava dosyası içine konulan 16.01.158 tarih ve 54 nolu tapu kaydı tüm tedavül kayıtları ile birlikte getirtilerek mahallinde usûlüne uygun şekilde uygulanmamıştır.
Orman sınırlandırması yapılmayan veya sınırlandırmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukukî durumunun 3116, 4785, 5658, 6831 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Mahkemece öncelikle, dava dilekçesi davalılara usulüne uygun şekilde tebliğ edildikten sonra tarafların delilleri toplanmalı, aynı gün temyiz incelemesi yapılan mahkemenin 2009/662-378, 2009/664-383 ve 2009/663-382 sayılı dava dosyalarında 16.01.158 tarih ve 54 nolu tapu kaydına dayanıldığı anlaşıldığından, bu tapu kaydı tüm geldi ve gitti kayıtları ile birlikte getirtilerek, kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü kadastro parsellerine ait kadastro tesbit tutanakları getirtilmeli ve bu tapu kaydına dayanılan ve çekişmeli taşınmazlara komşu olan taşınmazlara ilişkin açılmış bulunan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları tesbit edildikten ve çekişmeli taşınmazlara komşu olup itirazlı olduğu anlaşılan
– 2 –
193 ada 12 ve 16 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin dava dosyaları getirtildikten sonra mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir uzman orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin eski tarihli memleket haritası, hava fotoğraflarında ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; dayanılan tapu kaydı mahalli bilirkişi eliyle mahallinde uygulanmalı, sınır denetimi yapılmalı, dayanılan tapu kaydının mahalline uyup uymadığı tesbit edilerek tapu kaydı mahalline uyuyor ise tapu kaydının kapsadığı taşınmazları gösterir fennî bilirkişi tarafından düzenlenecek denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı, tapu kaydının 4785 sayılı Kanun kapsamında hukukî değerini yitirip yitirmediği araştırılmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir” denilmiştir.
Mahkemece, Dairemizin 08/11/2010 gün 2010/13092 E. – 13769 K. sayılı kararı ile bozulan 193 ada 13 ve yine dairemizin 08/11/2010 gün 2010/12728 E. – 13770 K. sayılı kararı ile bozulan 193 ada 14 sayılı parsellere karşı Orman Yönetiminin açtığı davalarda birleştirme kararı verilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne; 193 ada 13, 14 ve 15 parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbitlerinin iptaliyle orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar … ve arkadaşları tarafından taşınmazların tarım arazisi olduğu gerekçesi ile temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu ile 22/05/2009 – 22/06/2009 tarihleri arasında ilân edilen arazi kadastrosu vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli parsellerin orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdıkları temyiz harcının istek halinde iadesine 21/01/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.