Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/9613 E. 2014/1965 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9613
KARAR NO : 2014/1965
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ : Fethiye 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2012
NUMARASI : 2012/54-2012/298

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

B A Ş L I K

Yörede 1977 yılında yapılıp 11/04/1978 ila 10/05/1978 tarihleri arasında ilân edilen kadastro sırasında .. Köyü, 728 parsel sayılı 2875,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 177 tahrir numaralı vergi kaydının miktar fazlası olduğu gerekçesiyle tarla niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiş ve itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi vekili, 26/07/2012 havale tarihli dilekçeyle; dava konusu 728 parsel sayılı taşınmazın kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla taşınmazın orman olan bölümlerinin tapu kaydının iptali istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının 14/05/1978 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın niteliğinin orman olduğuna ilişkin iddianın kadastrodan önceki hukukî sebep olduğu ve davanın 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesinde düzenlenen hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; öncelikle, dosya arasında bulunan ve Orman Yönetimi tarafından gönderilen askı ilân tutanağına göre çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerdeki orman tahdidi 10/11/2011 tarihinde ilân edilmiştir. Bu durumda davacı Orman Yönetimi, genel arazi kadastrosundan önceki hukukî sebeplere değil, kadastrodan sonraki hukukî nedene dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunduğu gözetildiğinde, 3402 sayılı Kanunun 12/3 üncü maddesi hükmünün sadece bu nedenle dahi somut olaya uygulanamayacağı açıktır.
Diğer taraftan, 5841 sayılı Kanunun 2. maddesiyle 3402 sayılı Kanunun 12. maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen üçüncü tümcesinde yer alan “iddia ve taşınmazın niteliğine…” ibaresi Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 günlü ve 2009/31 – 2011/77 sayılı kararıyla iptal edilmiş olup, gerekçeli karar 23.07.2011 tarihli ve 28003 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak karar tarihinden önce yürürlüğe girmiştir.
Gerek 766 sayılı Kanunun 31/2. maddesi ve gerekse 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesinde özel mülkiyete konu olamayacak, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler hakkında açılacak davaların 10 yıllık hak düşürücü süreye tâbi olup olmadığı konusunda açık bir hüküm bulunmamakta ve bu maddeler özel şahıslar ile Hazine arasında bir ayırım da içermemekteyse de, “Kamu Malı” iddiasıyla açılacak davalarda 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı konusundaki Yargıtay kararları yerleşik içtihat halini almıştır. (Örneğin: Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 08.05.1987 tarih 1986/3 Esas ve 1987/4 Karar sayılı ilamı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/1-19 E. 2002/97 K.; 09.06.2004 gün ve 2004/1-335 E. 2004/354 K.; Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 09.12.2006 gün ve 2006/4206 – 4268; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 11.03.2008 gün ve 2008/1911-3034; 20. Hukuk Dairesinin 03.04.2008 gün ve 2008/1564-5261 sayılı kararları). Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesinde de kamu mallarında 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı belirtilmiştir.
Bu itibarla; mahkemece, açıklanan hususlar gözetilerek yargılamaya devamla işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/02/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.