Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/9558 E. 2014/645 K. 16.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9558
KARAR NO : 2014/645
KARAR TARİHİ : 16.01.2014

MAHKEMESİ : Sakarya Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2013
NUMARASI : 2013/100-2013/52

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Karasu İlçesi, T.. K.. 118 ada 41 parsel sayılı ve 8800,08 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Ek-4. maddeye göre yapılan kullanım kadastrosu sırasında 12/07/2010 tarihli tutanakla ve tarla vasfıyla 2/B parseli olarak Hazine adına tesbit edilmiş, beyanlar hanesinde herhangi bir kullanıcı belirtilmemiştir.
Dava konusu taşınmaza yönelik ilk olarak davacı Orman Yönetimi tarafından Karasu Kadastro Mahkemesine 27.08.2010 tarihli dilekçe ile çekişmeli 118 ada 41 parsel sayılı taşınmazın eylemli orman olduğu iddiasıyla Hazine aleyhine dava açılmış, mahkemece; 2010/714 Esas ve 2011/51 Karar sayılı ilâm ile; “fen ve orman bilirkişilerinin 01.02.2011 tarihli raporlarına ekli krokide 41/A harfi ile gösterilen 476,45 m2’lik kısmın 41 nolu parsel olarak tarla vasfı ile Maliye Hazinesi adına tesciline, 41/B harfi ile gösterilen 8323,63 m2’lik kısmın yeni bir parsel numarası altında orman vasfıyla Hazine adına tesciline” karar verilmiş, daha sonra ise çekişmeli 118 ada 41 parsel sayılı taşınmazın kullanıcısı olduğunu iddia eden E… Y.. isimli şahıs tarafından Karasu Asliye Hukuk Mahkemesine 03.05.2012 tarihli dilekçe ile, dava konusu taşınmazın 2/B vasfı ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, ancak, taşınmazın beyanlar hanesinde adının yazılmamış olduğu, bu hatanın düzeltilerek taşınmazın beyanlar hanesine kullanıcı olarak Emine Yümnü isminin yazılmasını talep ve dava etmiştir, mahkemece; 2012/355 Esas ve 2012/1133 Karar sayılı ilâm ile; “davanın kabülü ile 12.11.2012 tarihli bilirkişi raporunda 41/A harfi ile gösterilen 4001,66 m2 kısmın 41 nolu parselden ifraz edilerek yeni bir parsel numarası altında tarla vasfıyla Hazine adına tesciline, tapunun beyanlar hanesine; ” parsel 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır, parsel üzerindeki iki katlı betonarme ev ve fındık ağaçları A.. O. kızı E… Y.. ‘ye ait olup, halen kendi kullanımındadır.” şerhinin yazılmasına karar verilmiştir.
Dava konusu parsele ilişkin açılmış bulunan her iki dava dosyasına ilişkin mahkeme kararları kanuni temyiz süreleri geçtiğinden kesinleşmiş ve Karasu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/355 Esas ve 2012/1133 Karar sayılı ilâmının Karasu Tapu Müdürlüğünce, 14.02.2013 tarih ve 1290 yevmiye numarası ile Sakarya Kadastro Müdürlüğünün beyannamesine istinaden hükmen ifraz olarak tescil edilmiştir. Karasu Kadastro Mahkemesinin 2010/714 Esas ve 2011/51 Karar sayılı ilâmı ise; Sakarya Kadastro Müdürlüğünce 21.03.2013 tarih ve 180 sayılı beyannamesi ile Karasu Tapu Müdürlüğüne gönderilmiş, ancak, tapu müdürlüğünce söz konusu ilâma ilişkin dava konusu yere ait iki ayrı kesinleşmiş mahkeme kararı olduğundan bahisle herhangi bir işlem yapılmamıştır.
Davalı K.. M.. vekili 06.05.2013 tarihli dilekçesi ile aynı parsele yönelik iki ayrı mahkeme kararının bulunduğundan ve her iki kararında kanunî temyiz süreleri geçtiğinden dolayı karaların kesinleştiğinden bahisle, Karasu Kadastro Mahkemesine, yine daha önce Karasu Kadastro Mahkemesince verilen 2010/714 Esas ve 2011/51 Karar sayılı ilâmının ortadan kaldırılması ve fiilî gerçek duruma göre yeniden hüküm kurulması istemiyle yargılamanın iadesini talep ve dava etmiştir. Karasu Kadastro Mahkemesi davanın seyri sırasında kapatıldığından mahkeme dosyaları Sakarya Kadastro Mahkemesine devredilmiştir. Sakarya Kadastro Mahkemesince 2013/100 Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama neticesinde; “yargılamanın iadesi talebinin kabulü ile, HMK 380/1. maddesinin 2. cümlesi gereğince Karasu Kadastro Mahkemesinin ( mahkememizin)
02/02/2011 tarih, 2010/714 E -2011/51 K sayılı ilâmındaki hükmün iptaline” karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ve davalı Maliye Hazinesince eksik inceleme ile hüküm kurulduğundan bahisle temyiz edilmiştir.
Yörede 6831 sayılı Kanun gereğince 15.04.1999 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk muhakemeleri Kanununun 374. maddesinde “yargılamasının iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı verilebilir” denmektedir. HMK’nun yargılamanın iadesini mümkün kılan sebepleri sayan 375. maddesinin 1. fıkrasında ise; yargılamanın iadesi sebepleri sıralanmıştır. Anılan Kanun hükmünde;
MADDE 375- (1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tesbit edilmiş olması.” denilmektedir.
Buna göre; iptali talep edilen kadastro mahkemesinin 2010/714 E. – 2011/51 K. sayılı dosyasında verilen karar, taşınmazın ne kadarlık kısmının 2/B vasfında ne kadarlık kısmının orman sayılan yerlerden olduğu yönündedir ( 41 sayılı parselin 476,95 m² tarla vasfıyla Hazine adına, 8323.63 m²’si orman olarak Hazine adına tesciline karar verilmiştir. ). İkinci dosyada (Karasu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/355 E.- 2012/1133 karar sayılı ) kişi şerhe yönelik dava açmıştır. Bu dosyanın yargılaması sırasında kadastro mahkemesinin 2010/714 E.- 2011/51 karar sayılı dosyası nazara alınmamış ve tartışılmamıştır. Taşınmazın sicilinin (tapu kaydının) oluşumu Kadastro Mahkemesi kararı ile sağlanmalıdır. Sicilinin oluşumuna esas olacak bu karar infaz edilmeyerek, şerhe yönelik sonraki davada verilen kararın infazının yapılması kanuna uygun değildir. Şerhe yönelik açılan davada kesinleşmiş kararla belirlenen orman alanının daraltılıp; 2/B alanının genişletilmesi de yerinde görülmemiştir. Her iki karar da kesinleşmiş olduğuna göre, HMK 375/I maddesine göre, ancak, sonraki kararın kaldırması istenebilir.Açılan davada, HMK. 375. maddesinde sayılan yargılamanın yenilenmesi şartları mevcut değildir. Hazine, ancak, Karasu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/355 E.- 2012/1133 karar sayılı dosyada verilen kararın yargılamanın yenilenmesi yoluyla iptalini talep edebilir. Önceki karar kesinleştiğine göre son kararın infazının yapılmış olması gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır. Bu nedenle, Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabülü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 16.01.2014 gününde oy birliği ile karar verildi.