YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9516
KARAR NO : 2014/1860
KARAR TARİHİ : 13.02.2014
MAHKEMESİ : Suşehri Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 27/03/2013
NUMARASI : 2007/99 – 2013/10
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında .. Köyü 101 ada 40 parsel sayılı 27391.87 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile belgesizden Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı N.. Y.., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine ve tapu kaydına dayanarak, 101 ada 40 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında yanlışlıkla davalı adına yazıldığını, ancak, dava konusu yerin kendilerine miras yolu ile kaldığını ve 50 yıldan fazla bir süreden beri kullandıklarını, bu nedenle dava konusu yerin kadastro tesbitinin iptali ile kendisi ve F.. Y. adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu 101 ada 40 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptali ile davacılar N.. Y.. ve F.. Y.. adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 01/06/2007 – 02/07/2007 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır.
Mahkemece, davanın kabulü ve 101 ada 40 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptali ile davacılar N.. Y.. ve F.. Y.. adına tapuya tescili yolunda hüküm kurulmuş ise de; davacı N.. Y.., dava konusu 101 ada 40 parsel sayılı taşınmazın kendilerine miras yolu ile kaldığını, dava konusu yerin kadastro tesbitinin iptali ile kendisi ve F.. Y.. adına tapuya tescilini istediğine göre, davacı sıfatı taşınmaza zilyet olan kişi veya kişilere eğer taşınmaz miras yoluyla intikal etmiş ise o takdirde tüm mirasçılara aittir. Bu halde, mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Dava miras yoluyla intikal eden taşınmazın, mirasçılar arasında yer alan gerçek kişilerden N.. Y.. tarafından, mirasbırakan veya bütün mirasçılar adına tescil istemi ile açıldığına göre, bütün mirasçıların, davacı sıfatıyla davada yer almaları zorunludur. Mahkemece, davacı N.. Y.. dışındaki mirasçılardan açılan davaya onay verip vermediklerinin ve davada davacı olarak yer alıp almayacaklarının sorularak belirlenmesi veya terekeye temsilci tayini için davacıya süre verilmesi, davacı dışındaki mirasçıların davacı olarak davaya katılmaları veya terekeye temsilci tayini durumunda davada taraf teşkili oluşturulup, tarafların savunma ve delilleri sorulduktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanamaması durumunda ise mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacak ve re’sen gözönüne alınacak olan, taraf ve dava ehliyeti noksanlığı nedeniyle davanın dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar vermek gerektiğinin gözetilmemiş olması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 13.02.2014 günü oy birliği ile karar verildi.