Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/9316 E. 2014/1913 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9316
KARAR NO : 2014/1913
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ : Andırın Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/02/2012
NUMARASI : 2009/89 – 2012/28

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili ve müdahil A.. Ş.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Hazine, K.. Köyü, K.. Yeri Mevkiinde bulunan ve sınırları itibariyle Doğusu; M.. Ç.. evi ve M.. G.. bahçesi, Batısı; A.. G.. evi ve çevresi ile yol, Kuzeyi; Hamza Tekeli evi ve bahçesi, Güneyi; .. D.. ile çevrili 425, 426 ve 432 sayılı parseller arasında tapulama harici olarak bırakılan yaklaşık 5-6 dönümlük arazinin köy halkından bazı kişilerce zeytin fidanı dikmek ve değişik tarım ürünleri ekmek suretiyle tarım arazisi haline getirildiğini belirterek, 3402 sayılı Kanunun 18. maddesindeki “…tescile tabi bulunan mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tesbit olunur.” hükmü uyarınca dava konusu edilen ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, özel mülkiyete konu olmayan ve orman sınırlandırmasının dışında bulunan taşınmazların, Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi istemi ile dava açmıştır.
Müdahil davacı A.. Ş.. ise, taşınmazların muris babası M.. Ş..’den mirasçılarına kaldığını, mirasın paylaşılmadığını, kendisinin de hissesi olduğunu, bir kısım mirasçılar tarafından haber verilmeden A.. G..’e bu arazinin 20000 m2’lik kısmının satıldığını, ancak, daha sonra bu yeri A.. G..’ün genişlettiğini, kendisinin miras hakkının bulunduğunu iddia ederek, adına tescilini istemiştir.
Mahkemece mahallî bilirkişi ve tanık beyanlarına göre, dava konusu yerin davalılar tarafından en az 20 yıl boyunca aralıksız, malik sıfatı ile kullanıldığı ve müdahil davacının herhangi bir ilgisinin bulunmadığı, dava konusu yerin zilyetlikle kazanıma uygun olması ve dava tarihi itibariyle davalılar lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluşmuş olması gerekçesi ile davacı ve müdahil davacının davalarının reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili ve müdahil A.. Ş.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapusuz taşınmazın tesciline ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu ise 27.09.1974 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece yapılan keşifte dinlenilen orman, ziraat ve yerel bilirkişiler çekişmeli yerin %5-35 eğimli, köyden bazı kişilerce sahiplenilerek üzerine ağaç dikildiğini ve tarım arazisi vasfında olduğunu bildirmişler, mahkemece de dava tarihi itibarıyla davalı kişiler lehine zilyetlikle kazanma koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu taşınmazların fen bilirkişi krokisinde (A), (B), (C), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen yerler olduğu ve bu kısımların herbirinin bir başkası tarafından kullanıldığı, ancak, bu kişiler tarafından kaç yıldır kullanıldığı, ağaçlar dikilmeden önce tarım arazisi olarak kullanılıp kullanılmadığı, 20 yıllık zilyetlik süresinin dolup dolmadığı tam olarak araştırılmadan karar verilmiştir. İlk keşifte dinlenilen mahallî bilirkişi D.. Ç.., M.. Ç..’in kullandığı (E) harfi ile gösterilen yerin eskiden boşluk olup, 4-5 yıldır sahiplenilip kullanılmaya başlandığını bildirmiş olup, bu durumda bu kişi lehine zilyetlikle kazanma koşulları oluşmadığından bu bölüm için Hazinenin davasının kabulü gerekir. Yine diğer davalıların kullandığı yerlerdeki ağaçların yaşları 20’den küçük olduğu için öncesinde tarımsal amaçlı kullanım olup olmadığı ve imar – ihya tarihi araştırılmamış, tam ve yeterli zilyetlik araştırılması yapılmamıştır. Keza, Medenî Kanunun 713. maddesinde öngörülen ilânlar yapılmadığı için, bu yerle ilgili hak iddia edenler davadan haberdar edilmemiştir.
Bu nedenle, mahkemece, bu yerde hak iddia edenlerin dava açmaları ya da müdahale edebilmelerine imkân tanınması açısından Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince yasal ilânlar yapılarak, kanunî süre beklendikten sonra, mahallinde ziraat bilirkişi, mahalllî bilirkişiler ve tanıklarla tekrar keşif yapılıp, taşınmazların her bir bölümünde ayrı ayrı inceleme yapılarak, kadastro sırasında boşluk ve kullanılmayan yer olarak tapulama harici bırakılan bu yerlerin, ilk olarak kim tarafından hangi yıl imar ve ihya edildiği, kaç yıl, ne şekilde kullanıldığı ve kime ne şekilde devredildiği, davalılar tarafından ağaçlar dikilmeden önce kaç yıl ve ne şekilde kullanıldığı araştırılmalı, mahallî bilirikişi ve tanıklara her bir bölüm için; kullanan kişilerin zilyetlik durumu maddi olgulara dayalı ayrıntılı olarak açıklattırılmalı, üzerindeki ağaçların cinsi, yaşı, sayısı ve arazi üzerindeki dağılımı, ağaçlar dikilmeden önce davalıların ekip – biçmek gibi bir zilyetliği olup olmadığı ve kaç yıldır kullanıldığı ve arada zilyetliği iradî terk durumu olup olmadığı araştırılmalı, ziraatçı bilirkişiden taşınmazın toprak yapısı, eğimi, kaç yıl önce imar – ihya edildiği ve ne zamandır tarımda kullanıldığı konusunda ayrıntılı rapor alınmalı, taşınmazdan toprak örnekleri alınarak toprak analizleri yaptırılmalı ve ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekili ile müdahil A.. Ş..’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17.02.2014 günü oy birliğiyle karar verildi.