Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/9258 E. 2014/1038 K. 23.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9258
KARAR NO : 2014/1038
KARAR TARİHİ : 23.01.2014

MAHKEMESİ : Borçka Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2013
NUMARASI : 2011/240-2013/90

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve davalılardan Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan kadastro çalışmalarında Ç..K.. 218 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, 5485,55 m² yüzölçümü ile, 218 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ise 4730,79 m² yüzölçümü ile ölçülerek taşınmazın kadastro mahkemesinin 2011/6 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu açıklanarak kadastro tesbit tutanağının malik ve nitelik hanesi boş bırakılarak, Kadastro Kanunun 5. maddesine göre Borçka Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmalarında orman parsellerine ilişkin çalışmaların 01.02.2011 tarihinden itibaren 30 gün süreyle ilân edildiğini ileri sürerek, orman sınırları dışında kalan itiraza konu taşınmazların Devlet Ormanı olarak Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi talebiyle dava açmıştır.
Mahkemece kısmî davanın kabulüne, fen bilirkişilerin hazırladıkları ekli krokide (A) harfi ile gösterilen dava konusu Artvin İli, B.. İlçesi, Ç..K.. 218 ada 1 sayılı parselin 1233,06 m²’lik kısmının kadastro tespitinin iptaline, orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile gösterilen alana ilişkin kadastro tutanağının yüzölçümü kısmının 4252,48 m² olacak şekilde düzeltilerek Osman oğlu V.. S.. adına fındık bahçesi vasfıyla tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline,aynı yer 218 ada 2 sayılı parselin ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 1774,29 m²’lik kısmının kadastro tesbitinin iptaline, orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile gösterilen alana ilişkin kadastro tutanağının yüzölçümü kısmının 2956,50 m² olacak şekilde düzeltilerek Osman oğlu İ.. S.. adına fındık bahçesi vasfıyla tesbit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Mahkemece her ne kadar dava konusu edilen yerin 218 ada 1 ve 2 parsellerin (A) bölümleri olduğu belirlenerek bu bölümlerin orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesi ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline, taşınmazların (B) bölümlerinin ise dava konusu olmadığı belirlenerek davalı gerçek kişiler adlarına tesciline karar verilmiş ise de; ulaşılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Şöyle ki; somut uyuşmazlıkta; çekişmeli taşınmazların malik hanesi açık olup, mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi uyarınca gerçek hak sahibi re’sen belirlenecek, davada taraf olmayanlar adına dahi tescile karar verilebilecektir. Hal böyle iken, çekişmeli taşınmazın temyize konu kesimi ile ile komşularının dört tarafı Devlet Ormanı ile çevrili olup, davalılar tapu kaydına dayanmamıştır. Bu durumda; çekişmeli taşınmaz, orman bütünlüğü içinde bulunmakta ve 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi uyarınca orman içi açıklığı niteliğindedir. 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde olduğu, gerek 26.5.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse 25.06.1970 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 31.05.1970 gün ve 531 sıra nolu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmî Gazetede yayınlanan 25.7.1974 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmî Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde “… 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaçcık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılacağı” öngörülmüştür.
6831 sayılı Kanunun 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
6831 sayılı Kanun, madde: 17/1-2
Devlet Ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (17/06/2004 gün ve 5192 sayılı Kanun ile değişik hali).
Kanun metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR]. Bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerekir.
Kanun koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, temyize konu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar, özel mülke dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyedlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, kanun gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyedlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek dava konusu 218 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların tamamının orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazların (B) bölümlerinin özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde hüküm kurulmasının usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi ve davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 23/01/2014 günü oybirliğiyle karar verildi.