YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9188
KARAR NO : 2014/4356
KARAR TARİHİ : 10.04.2014
MAHKEMESİ : Dargeçit Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/05/2013
NUMARASI : 2010/295-2013/337
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı gerçek kişiler vekili 30/09/2010 tarihli dava dilekçesinde özetle; B…Köyü, Hamza Mezrasında bulunan, tapuda ham toprak ve orman niteliği ile Hazine adına kayıtlı olduğunu belirttiği .. ada 88, 108 ada 69, .. ada 1, … ada 3, 4 ve 86 parsel sayılı taşınmazların otuz yılı aşkın süredir müvekkilleri tarafından kullanıldığını, onlara da ceddinden intikal ettiğini belirterek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile müvekkilleri adına eşit oranda kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine, D…İlçesi, B..Köyü ..ada 4 parsel sayılı taşınmazın (E) harfi ile gösterilen 11545,89 m²’lik kısmın; aynı yer … ada 69 parsel sayılı taşınmazın yeşil renkle sınırları çizgili olarak gösterilen 971,59 m²’lik kısmın; aynı yer … ada 88 parsel sayılı taşınmazın mavi renkle sınırları çizgili olarak gösterilen 24.061,69 m²’lik kısmın davalı Hazine adına olan tapularının iptali ile davacılar H.. G.., A.. G.. ve M.. G.. adlarına tapuya kayıt ve tesciline, … ada 3 parsel ve … ada 1 parsel sayılı taşınmazların orman olması nedeniyle davanın reddine, …ada 86 parsel sayılı taşınmaz davacılar adına kayıtlı olduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp kesinleşmiştir.
Mahkemece, her ne kadar davanın kısmen kabulü kısmen reddi yönünde hüküm kurulmuş ise de; mahkemece, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki; hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda temyize konu taşınmazlardan …ada 4 parselin (E) harfi ile gösterilen bölümü ile …. ada 69 parsel sayılı taşınmaz eski tarihli memleket haritasında kısmen yeşil renkli alanda kalmasına rağmen, yeşil rengin neden kaynaklandığı hususu tam olarak açıklanmamış, .. ada 4 parselin (E) bölümü ve …ada 69 parselin tamamı orman sayılmayan yer olarak değerlendirilmiştir. Yine ziraat bilirkişi raporunda; temyize konu …ada 4 parselin (E) bölümü, …ada 69 parsel ve … ada 88 parsel sayılı taşınmazların ziraat arazileri olduğu belirtilmiş ancak, imar ve ihyanın ne zaman başladığı, tamamlanıp tamamlanmadığı hususu açıklanmamış, taşınmazlara komşu olan taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının örnekleri dosya kapsamına alınmamış, taşınmazları çeşitli yönlerinden hali hazır durumlarını gösterir renkli fotoğrafları çektirilip dosya içine konulmamıştır.
3402 sayılı Kadastro Kanunun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ve ihya olarak kabul edilemez) ve imar – ihyanın tamamlandığı tarihten tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ve ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile tutanağın düzenlendiği tarihten 15 – 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen steroskopik çift hava fotoğraflarının steroskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
O halde; eski tarihli resmî belgelerin uygulanması sonucu dava konusu taşınmazların orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, dava konusu taşınmazlar ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tesbit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden önce iki ayrı tarihte çekilmiş steroskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler önceki keşifte görev almayan Ziraat Fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita – kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yerler belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar steroskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar, ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazların 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları, orijinal renkli memleket haritaları ve varsa kesinleşmiş tahdit haritası üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, tesbit tutanağının düzenlendiği tarihten 20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan üretilmiş memleket haritaları veya fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilmeyen yerlerden olduğunun anlaşılması halinde davacı gerçek kişinin davasının reddine karar verilmeli, zilyedlikle kazanılacak yerlerden ise, öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmazlar başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, keşif sırasında taşınmazları çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı, ziraat bilirkişi raporunda taşınmazlarda bitki örtüsü varsa dağılımı krokili olarak gösterilmeli, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve kadastro müdürlüklerinden ve yine aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 10/04/2014 günü oy birliği ile karar verildi.