Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/9187 E. 2014/4357 K. 10.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9187
KARAR NO : 2014/4357
KARAR TARİHİ : 10.04.2014

MAHKEMESİ : Dargeçit Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı – k. davalı H.. H.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı gerçek kişi vekili, sulh hukuk mahkemesine verdiği 03/04/2008 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yirmi iki yıldır malik sıfatıyla zilyet olduğu, Tevfik V….’dan satın aldığı 8000 m2’lik taşınmazın ….ada 100 parsel olarak H.. H.. adına tesbit ve tescil edildiğini ileri sürerek, söz konusu kaydın iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
H.. H.. vekili ise, sulh hukuk mahkemesine verdiği 17/04/2008 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; …. ada 100 sayılı parselin taşlık – kayalık ve ilerde ekonomik yarar sağlayabilecek yerlerden olması sebebiyle ham toprak ve taşlık olarak tesbit edilip itirazsız kesinleştiğini, davalının taşınmazı haksız işgal ettiğini belirterek davalının taşınmaza müdehalesinin önlenmesi ve kal talebinde bulunmuştur.
Sulh hukuk mahkemesince H.. H.. ve gerçek kişi tarafından açılan davaların aynı parsele ilişkin olması ve aralarında hukuki – fiilî irtibat bulunması nedeniyle birleştirilmelerine karar verilerek yapılan yargılamada taşınmazın değeri itibariyle asliye hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir.
Asliye hukuk mahkemesince davacı gerçek kişinin talep ettiği taşınmazın bir kısmının 305 ada 1 sayılı orman parseli içinde kaldığının anlaşılması üzerine, Orman Yönetimi davaya dahil edilerek yapılan yargılama sonunda; H.. H..nin davasının reddine, birleşen dosya davacısı gerçek kişinin davasının kabulü ile 305 ada 1 sayılı parselin fen bilirkişileri Nevzat D…ve Mahsum K…’ın 29/11/2010 tarihli rapor ve krokilerinde (C) harfi ile gösterilen 1933, 47 m2’lik kısım ile; aynı yer 305 ada 100 parselin fen bilirkişileri Nevzat D..ve Mahsum K…’ın 29/11/2010 tarihli rapor ve krokide (A) harfi ile gösterilen 2091,71 m2’lik kısmın davalı H.. H.. olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı H.. T.. adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı H.. H.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. madde hükmüne göre yapılmıştır
Mahkemece her ne kadar davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuş ise de, mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki; hükme esas alınan orman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazların (A ve C) bölümlerinin eski ve yeni tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafında orman sayılmayan yerler içinde açıklık alanda kaldığı belirtilmiş, ziraat bilirkişi raporunda ise; taşınmazların her türlü kuru ziraat yapımına uygun olduğu belirtilmiş, ancak, imar ve ihyanın ne zaman başladığı, tamamlanıp tamamlanmadığı hususu açıklanmamış, taşınmazlara komşu olan taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının örnekleri dosya kapsamına alınmamış, taşınmazları çeşitli yönlerinden hali hazır durumlarını gösterir renkli fotoğrafları çektirilip dosya içine konulmamıştır.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ve ihya olarak kabul edilemez) ve imar – ihyanın tamamlandığı tarihten tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar – ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdirî delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile tutanağın düzenlendiği tarihten 15 – 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
O halde; eski tarihli resmî belgelerin uygulanması sonucu dava konusu taşınmazın orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tesbit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler önceki keşifte görev almayan ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita – kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları, orijinal renkli memleket haritaları ve varsa kesinleşmiş tahdit haritası üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, tesbit tutanağının düzenlendiği tarihten 20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan üretilmiş memleket haritaları veya fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilmeyen yerlerden olduğunun anlaşılması halinde davacı gerçek kişinin davasının reddine karar verilmeli, zilyedlikle kazanılacak yerlerden ise, öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmazlar başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, keşif sırasında taşınmazı çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı, ziraat bilirkişi raporunda taşınmazlarda bitki örtüsü varsa dağılımı krokili olarak gösterilmeli, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri dikkate alınarak yapılacağı düşünülerek adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, H.. H..nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 10/04/2014 günü oy birliği ile karar verildi.