Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/916 E. 2013/5186 K. 07.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/916
KARAR NO : 2013/5186
KARAR TARİHİ : 07.05.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : Hazine – Orman Yönetimi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında, Akçataş Köyü, 101 ada 8 parsel sayılı 14.997,37 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliğiyle ve 101 ada 9 parsel sayılı 1.532.957,31 m2 üzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ham toprak niteliğiyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı …, çekişmeli taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı yoluyla kendisine ait olduğu iddiasıyla tapusunun iptali ile kendi adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne, 101 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline ve 101 ada 9 parsel sayılı taşınmazın, teknik bilirkişi raporunda kırmızı renk ile gösterilen kısmının 101 ada 9 parselden ayrılmak ve 101 ada 8 parsele eklenmek sureti ile tapusunun iptali ile davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmış ve 30/04/2008 ve 29/05/2008 tarihlerinde ilân edilmiş arazi kadastrosu vardır.
1) Kadastro sonucunda, çekişmeli taşınmaz ham toprak niteliği Hazine adına tapuda kayıtlı olduğundan Orman Yönetimi davada davalı sıfatının bulunmadığı gibi, açılmış bir davası da bulunmadığına göre, Orman Yönetiminin temyiz dilekçesinin REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
2) Hazinenin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; davada Hazine taraf olmasına ve çekişmeli taşınmazın sınırında orman bulunmasına rağmen, orman araştırması yapılmamış, Gölova Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/186 E. sayılı dosyası getirtilerek yapılan keşifte uygulanmamış ve dosya hakkında bir değerlendirme yapılmamış ve taşınmazın sınırında dere bulunmasına rağmen jeolog bilirkişi ile de inceleme yapılmamıştır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu nedenle: Mahkemece, Gölova Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/186 E. sayılı dosyası getirtilmeli, çekişmeli taşınmaza komşu parsellere ait tutanaklar, davalı iseler dava dosyaları, dayanak kayıtları , taşınmazlar ve komşu parselleri gösterir şekilde kadastro paftası, orman tahdidi yapılmış ise buna ilişkin tüm tutanaklar ile haritası eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir jeolog ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3/3/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu yapılmış ise orman tahdidi ile irtibatlı kroki düzenlettirilmeli, yine yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan, duraksamaya yer vermeyecek şekilde rapor düzenlettirilmeli; çekişmeli taşınmazların bir bütün olarak düşünüldüğünde 6831 sayılı Kanunun 17/1-2. maddeleri karşısındaki durumu araştırılmalı, keşif sırasında taşınmazı çeşitli yerlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrfları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarındaki konumları gösterilerek bu paftada zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, keşifte Gölova Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/186 E. sayılı dosyası uygulanmalı, jeolog bilirkişiden derenin aktif dere yatağı olup olmadığı, yatak değiştirip değiştirmediği ve dere yatağı aktif olma özelliğini kaybetmiş ise tam olarak hangi tarihte kaybettiğine ilişkin duraksamaya yer vermeyecek şekilde rapor alınmalı, ziraat bilirkişiden taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı yönlerinde doyurucu rapor alınmalı,
Taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddî olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli,
3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 03/07/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, gerektiğinde tespit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya
da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden kanunun amacına uygun rapor alınmalı, komşu parseller hakkında açılan davalar gözönünde bulundurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı … Yönetiminin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 07/05/2013 günü oy birliği ile karar verildi.