Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/909 E. 2013/5150 K. 07.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/909
KARAR NO : 2013/5150
KARAR TARİHİ : 07.05.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Hazine, Korucu beldesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına tespit edilen 182 ada 24, 25, 26 ve 27 ile 124 ada 51 ve 52 parsel sayılı taşınmazların öncesinin orman olduğunu, halen eylemli orman niteliğinde bulunduklarını ileri sürerek, davalılar adına olan tapuların iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescilini istemiştir.
Mahkemece, taşınmazların orman kadastrosu sınırları dışında olduğu, bu nedenle 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi gereğince hak düşürücü süre aşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; davacı Hazine vekili tarafından hüküm temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02.02.2012 gün ve 12988-851 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “14/03/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Kanunun 2. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3. fıkrasına eklenen “Bu hüküm, iddianın ve taşınmazın niteliği ile Devlet ya da diğer kamu tüzel kişilikleri olsa dahi tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” hükmü ve 5841 sayılı Kanunun 3. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanuna eklenen geçici 10. maddesindeki (Bu Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır.) hükmünün Anayasa Mahkemesinin 12/05/2011 gün ve 2009/31-77 sayılı kararı ile iptal edildiği, gerekçeli kararın 23/07/2011 tarih ve 28003 sayılı Resmî Gazetede yayımlandığı, Hazine tarafından, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer iddiasında bulunulduğu ve bu tür davalarda, yargısal uygulamada istikrar kazandığı üzere, 10 yıllık hak düşürücü süre ile bağlı kalınmaksızın her zaman dava açılabileceği ” açıklanmıştır.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile orman niteliği ile hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı belediye tarafından 124 ada 52 parsel dışındaki taşınmazlar yönünden temyiz edilmiştir.
Dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanuna esas olmak üzere 6831 sayılı Kanuna göre 30.01.1992’de yapılarak kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır.
Hükmüne uyulan bozma ilamına, incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu, üzerlerinde aşılı antep fıstıkları ile 80-90 yaşlarında karaçam ve meşe ağaçları bulunduğu, davalı Belediyenin herhangi bir belgeye dayanmadığı, taşınmazlarda eğimin % 30-50 arasında olduğu, 1992 yılında kesinleşen orman sınırı
dışında bırakılmışlarsa da, 4999 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesine göre herhangi bir nedenle orman sınırı dışında kalmış orman olmaları nedeniyle her zaman orman sınırı içine alınabilecekleri gözönünde bulundurularak yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre davalı …’nin temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A madde gereğince davalı Belediye’den onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 07.05.2013 günü oy birliğiyle karar verildi.