Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/890 E. 2013/1569 K. 19.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/890
KARAR NO : 2013/1569
KARAR TARİHİ : 19.02.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … Yönetimi, dava dilekçesinde, … (…) Köyü 692 nolu, 8130 m² yüzölçümlü taşınmazın davalı adına tapuda kayıtlı olduğu, taşınmazın 575,985 m²’lik alanın kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını iddia ederek, 575,985 m²’lik alanın tapusunun iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, taşınmazın 575,985 m²’lik alanın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve orman kadastro haritasında kordinatları belirtilen, teknik bilirkişi raporunda (A2) harfi ile gösterilen 575,985 m²’lik alanın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davalının müdahalesinin men-i’ne karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tescil, müdahalenin önlenmesine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 21.04.2008 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B ile 1982 yılında yapılıp kesinleşen arazi kadastro çalışması vardır.
1) Tapu iptal ve tescil kararına yönelik temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli 692 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda (A2) harfi ile gösterilen bölümün kesinleşen orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali yönünde kurulan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2) Davalı gerçek kişinin elatmanın önlenmesi kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Türk Medenî Kanunun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkı bulunan malik hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde yararlanma, kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Yine aynı hüküm uyarınca, haksız bir elatma varsa, anılan hüküm, malike her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda, davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmazlar davalı gerçek kişi adına tapuda kayıtlıdır. Davalı gerçek kişi, dava tarihinden önce taşınmazlar üzerinde tapu kaydına dayanarak tasarruf ettiğinden, davalının
dava konusu taşınmazlara haksız bir elatmasından söz edilemez. Bu itibarla, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesini ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, elatmanın önlenmesine ilişkin hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde gösterilen nedenler ile; davalı gerçek kişinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile taşınmazın tapu kayıdının iptali yönünde kurulan usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
2) İki numaralı bentde gösterilen nedenler ile; davalı gerçek kişinin müdahalenin men-i kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile müdahalenin men-i’ne ilişkin hükmün BOZULMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 19/02/2013 günü oy birliği ile karar verildi.