Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/8865 E. 2013/9496 K. 04.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8865
KARAR NO : 2013/9496
KARAR TARİHİ : 04.11.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında … Köyü 101 ada 358, 328 ve 257, 129 ada 8, 130 ada 41, 131 ada 21 parsel sayılı taşınmazlardan 129 ada 8 ve 130 ada 41 sayılı parseller belgesizden, diğer parseller ise Ocak 1951 tarih ve 41, 42, 43, 44 nolu tapu kayıtları revizyon görerek, asliye hukuk mahkemesinin 2000/210 Esas sayılı dosyasında davalı olduklarından malik haneleri açık olarak tesbit edilmiştir.
Davacı … Bilgin, taşınmazların murisi olan babasından kaldığı ve taksim edilmediği halde kardeşi olan davalı … tarafından tek başına kullanıldığı ve kendilerine kullandırılmadığı iddiasıyla davalının elatmasının önlenmesi istemiyle asliye hukuk mahkemesinde dava açmıştır.
Davanın devamı sırasında yörede arazi kadastrosu yapılarak davalı taşınmazlar hakkında tutanak düzenlenmiş, mahkemece görevsizlik kararı verilerek kadastro mahkemesine gönderilmiş, tutanaklar ile birleştirilmiş, dava kadastro tespitine itiraza dönüşmüştür.
Mahkemece; … Köyü sınırları içerisinde bulunan 101 ada 328 nolu parselin; fen bilirkişi tarafından ibraz edilen 28.10.2011 havale tarihli rapora ekli krokide “a” harfi ile gösterilen 48167.33 m2 miktarlı alanın tarla vasfı ile … mirasçıları adlarına verasette iştirakli olarak, tapuya kayıt ve tesciline; arzın altındaki madenlerin devlete ait olduğu hususunun tapu kayıtlarına şerhine;
Krokide “d” harfi ile gösterilen 468.07 m2 miktarlı alanın aynı ada son parsel numarası ile, “e” harfi ile gösterilen 1221.06 m2 miktarlı alanın “d” harfi ile gösterilen yerden sonraki son parsel numarası verilerek ham toprak vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,
Krokide “b” harfi ile gösterilen 5707.24 m2 miktarlı alanın “e” harfi ile gösterilen yerden sonraki son parsel numarası verilerek, “c” harfi ile gösterilen 2620.55 m2 miktarlı alanın “b” Harfi ile gösterilen yerden sonraki son parsel numarası verilerek orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,
Bartın İli, Merkez İlçesi, Yeşilkaya (Kirlik) Köyü sınırları içerisinde bulunan 101 ada 358 nolu parselin tarla vasfı ile, 101 ada 257 nolu parselin iki katlı yığma ev, bir katlı yığma ev, ahır ve bahçesi vasfı ile, 129 ada 8 nolu parselin tarla vasfı ile … mirasçıları adlarına verasette iştirakli olarak, tapuya kayıt ve tesciline, arzın altındaki madenlerin devlete ait olduğu hususunun tapu kayıtlarına şerhine,…Köyü sınırları içerisinde bulunan 131 ada 21 nolu parselin;
Fen bilirkişi tarafından ibraz edilen 28.10.2011 havale tarihli rapora ekli krokide “a” harfi ile gösterilen 15454.40 m2 miktarlı alanın tarla vasfı ve 131 ada 21 parsel numarası ile
Krokide “b” harfi ile gösterilen 2541.43 m2 miktarlı alanın aynı ada son parsel numarası ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,
… Köyü sınırları içerisinde bulunan 130 ada 41 nolu parselin;
Fen bilirkişi tarafından ibraz edilen 28.10.2011 havale tarihli rapora ekli krokide “a” harfi ile gösterilen 5809.62 m2 miktarlı alanın tarla vasfı ve 130 ada 41 parsel numarası ile “b” harfi ile gösterilen 1714.93 m2 miktarlı alanın tarla vasfı … mirasçıları adlarına verasette iştirakli olarak, tapuya kayıt ve tesciline, arzın altındaki madenlerin devlete ait olduğu hususunun tapu kayıtlarına şerhine,
Krokide “c” harfi ile gösterilen 1736.62 m2 miktarlı alanın “b” harfi ile gösterilen yerden sonraki son parsel numarası verilerek orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tespitinden önce genel mahkemelerde dava bulunduğundan, 3402 sayılı Kanunun 27 ve 28. maddelerine göre malik hanesi açık olarak tespit tutanağı düzenlendiğinden ve aynı Kanunun 30/2. maddesi gereğince kadastro hâkimi gerekli incelemeyi yaptıktan sonra, kimin adına tescil edileceğine karar vermesi gerekir. Dava konusu taşınmazların malik haneleri açık olduğundan Hazine ve Orman Yönetimi davaya dahil edilerek taraf oluşturulmalı, ondan sonra işin esasına girilmelidir.
Öncelikle, dava konusu taşınmazların tespitine esas alınan Ocak 1951 tarih ve 41, 42, 43, 44 nolu tapu kayıtları ilk oluştuğu günden itibaren tüm gittileri ile ve kadastro sırasında revizyon gördüğü parsellerle birlikte getirtilip dosyaya konulmalı, taşınmazların bulunduğu köyde orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı sorularak yapıldı ise; işe başlama, çalışma ve askı ilân tutanakları ile kesinleşmiş orman tahdit haritası Orman İşletme Müdürlüğünden istenerek, yapılmamış ise; orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukukî durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince aynı Kanunun 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş; devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tâbi tutulmuş; iadenin koşulları aynı Kanunda gösterilmiştir.
Mahkemece, en eski tarihli ve 1980’li yıllara ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı refakate alınarak yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu kesinleşmiş ise, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası var ise bu harita ile irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve
yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların öncesinin orman sayılan yerlerden olduğunun saptanması halinde; ormanlardan tapu ve zilyetlik yoluyla yer kazanılamayacağından ve ormanlarda sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceğinden taşınmazların orman niteliği ile hazine adına tescili gerekir. Dava konusu taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, dava konusu parsellere revizyon gören tapu kayıtları ilk oluştuğu günden itibaren tüm gittileri ile ve kadastro sırasında revizyon gördüğü parsellerle birlikte getirtilip, dayanak tapu kaydı sınırları mahalli bilirkişi yardımıyla zeminde tek tek bulunarak fen bilirkişi krokisi üzerine işaretlenmeli, tapu kaydı, 3402 sayılı Kanunun 20. maddesi gereğince zemine uygulanarak, zeminde tam ve kesin kapsamı belirlenmeli, sınırında orman olduğundan, aynı Kanunun 20/C maddesi gereğince miktarı ile geçerli kapsamı belirlenmeli, miktar fazlasının sınırdaki orman açıldığı kabul edilmeli, sınırlarda adları okunan komşular çizilecek kroki üzerine kadastro tespit malikleri ile bağ kurularak yazılıp, keşfi izleme olanağı saptanmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ve davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 04.11.2013 günü oy birliği ile karar verildi.