Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/8807 E. 2014/915 K. 21.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8807
KARAR NO : 2014/915
KARAR TARİHİ : 21.01.2014

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 1957 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında … Köyü, 1380 parsel sayılı 10300 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 09.01.1952 tarih ve 115 sıra nolu tapu kaydı uygulanarak … adına tesbit edilmiş, 24.07.1991 tarihinde davalı … tarafından satın alınmıştır.
Davacı … Yönetimi, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptaliyle orman vasfıyla Hazine adına tescilini ve taşınmaza müdahalenin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüyle davalı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptaliyle, orman vasfı ile Hazine adına tesciline, davalının taşınmaza yönelik müdahalesinin men’ine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalan taşınmazın tapusunun iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede dava tarihinden önce 1945 yılında 3116 sayılı Kanun hükümleri gereğince yapılan orman kadastrosu, 23.12.1982 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması ve 13.04.1995 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile orman kadastrosu yapılmamış yerlerde orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
1) Davalı gerçek kişinin tapu iptali ve tescil kararına yönelik temyiz itirazı yönünden:
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişisi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın tamamının kesinleşen orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı gerçek kişinin temyiz itirazlarının reddi ile tapu kaydının iptali yönünden hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2) Davalı gerçek kişinin elatmanın önlenmesi kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince:
Türk Medenî Kanununun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkı bulunan malik, hukuk düzeninin sınırları içinde o şey üzerinde yararlanma, kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Yine, aynı hüküm uyarınca haksız bir elatma varsa, anılan hüküm, malike, her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda; davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmaz, davalı gerçek kişi adına tapuda kayıtlıdır. Davalı gerçek kişi, dava tarihinden önce taşınmaz üzerinde tapu kaydına dayanarak tasarruf ettiğinden, davalının dava konusu taşınmaza haksız bir elatmasından sözedilemez. Bu itibarla, Orman Yönetiminin
– 2 –
elatmanın önlenmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, elatmanın önlenmesine ilişkin hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde gösterilen nedenlerle; davalı gerçek kişinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile taşınmazın tapu kaydının iptali yönünde kurulan usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
2) İkinci bentde gösterilen nedenlerle; davalı gerçek kişinin elatmanın önlenmesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile hükmün bu yönden BOZULMASINA 21/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.