Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/8671 E. 2014/130 K. 07.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8671
KARAR NO : 2014/130
KARAR TARİHİ : 07.01.2014

MAHKEMESİ : Kahramanmaraş Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2013
NUMARASI : 2011/204-2013/78
DAVACI : Y.. B..

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Y.. B.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Kadastro sırasında Kahramanmaraş İli, M.., K.. K.. 126 ada 1 parsel sayılı 657 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliğinde davalılar adına tesbit edilmiştir.
Davacı, taşınmazın 1/3 hissesinin kendisine ait olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Hazine vekili, 09.05.2012 havale tarihli dilekçesi ile; 3402 sayılı Kanunda açıklanan zilyetlikle kazanma koşullarının davalılar yararına gerçekleşmediğini iddia ederek, tesbitin iptali ile taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tescili istemiyle davaya müdahil olmuştur.
Mahkemece davacıların davasının reddine, müdahil Hazinenin davasının kabulüne, dava konusu taşınmazın tesbitinin iptali ile Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Y.. B.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde; 6831 sayılı Kanun uyarınca yapılan orman kadastrosu 30.10.1999 tarihinde kesinleşmiş, dava konusu taşınmaz orman kadastro sınırı dışında kalmıştır.

Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman kadastro sınırının dışında bırakıldığı 1999 yılı ile tesbit tarihi arasında, zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de bu değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmediği gibi; yapılan araştırma ve inceleme de hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki; dava konusu taşınmazın öncesinin eski tarihli resmî belgelerde orman sayılan yerlerden olması veya taşınmaz ile yakın çevresinin arazi kadastro ekiplerince kadastro paftası üzerinde orman nitelemesi yapılarak tesbit ve tescil harici bırakılması (H.G.K.’nun 21.01.2004 günlü 8/15-7; 12.05.2004 günlü 8/242-292 ve 12/03/2008 günlü 20/214-241 sayılı kararları) hallerinde, o yerde orman kadastrosu yapılıp kesinleşinceye kadar, taşınmaz orman sayılacağından, ancak orman kadastro sınırı dışında bırakıldığı tarih itibarıyla zilyedlikle kazanma koşullarının işlemeye başlayacağı kabul edilir ise de, somut olayda, uzman orman bilirkişisi tarafından taşınmazın öncesi itibarıyla orman sayılan yerlerden olmadığı belirlenmiştir. Ancak, hükme esas alınan ziraatcı bilirkişi raporundaki, taşınmazda zilyedlikle kazanma koşullarının gerçekleşmediği yönündeki tesbit ile yerel bilirkişi ve tanık beyanları birbiri ile örtüşmediği gibi, komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ve dayanağı kayıtlar getirtilmemiş, çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdikleri araştırılmamıştır.Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulamaz.O halde; mahkemece, bir fen elemanı ve ziraat bilirkişisi eliyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı, zilyedliğin ne zaman başlayıp, kimden kime geçtiği, iradî olarak terk edilip edilmediği araştırılmalı; komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ve dayanağı kayıtlar, davalı iseler dava dosyaları, kesinleşmiş ve tapuya tescil edilmişlerse tapu kayıtları getirtilmeli, çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdikleri araştırılmalı, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07.01.2014 gününde oy birliği ile karar verildi.

B