Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/8670 E. 2014/133 K. 07.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8670
KARAR NO : 2014/133
KARAR TARİHİ : 07.01.2014

MAHKEMESİ : Kahramanmaraş Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 24/04/2013
NUMARASI : 2011/400-2013/56

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Kadastro sırasında Kahramanmaraş İli, M..A.. K.. 122 ada 17 parsel sayılı 5707 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ve tarla niteliği ile davalı adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine, 3402 sayılı Kanunda açıklanan zilyetlikle kazanım koşullarının davalı yararına gerçekleşmediğini iddia ederek, tesbitin iptali ile taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, (A) ile gösterilen 1218 m² bölümünde zilyetlik şartları oluşmadığından Hazine adına tesciline, bu bölüm üzerinde bulunan ağaçların davacıya ait muhdesat olarak gösterilmesine, kalan kısmın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine vekili tarafından (A) bölümüne ilişkin olarak muhdesata; (B) bölümüne ilişkin olarak esasa yönelik temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Dava konusu yerde; 6831 sayılı Kanun uyarınca yapılan orman kadastrosu 22.09.1996 tarihinde, 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanunla değişik 9. maddesi uyarınca yapılan orman kadastro düzeltme çalışmaları 03.06.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmaz, orman kadastro sınırı dışında kalmıştır.

Mahkemece, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırı dışında ve orman sayılmayan yerlerden olduğu doğru olarak saptanmışsa da; bir bölümünde zilyedlikle kazanma koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında yapılan araştırma ve inceleme ve varılan sonuç birbirine uygun düşmediği gibi, davalı bağ niteliğinde bir tapu kaydına dayandığı halde, bu kayıt ile ilgili bir araştırma da yapılmamıştır.
Hükme esas alınan uzman bilirkişi raporuna ekli 1948 tarihli hava fotoğrafları ile 1956 tarihli memleket haritasında çekişmeli taşınmazın açık alanda kaldığı, 1975 tarihli hava fotoğrafı ile 1988 tarihli memleket haritasında ise kısmen bağ rumuzlu yeşil alanda yer aldığı anlaşılmaktadır. Davacı, Kasım 1994 tarihli, 3676 m² yüzölçümlü, harap bağ niteliğinde, sınırları kişi ve yol okuyan bir tapu kaydına dayandığı halde, bu kayıt ilk oluşumundan itibaren getirtilip uygulanmamıştır. Ziraat uzmanı tarafından düzenlenen raporda taşınmaz üzerinde 35 yaşa kadar çeşitli cins ve yaşta meyva ağaçları bulunduğu, (A) bölümünde eğimin % 35-45; (B) bölümünde ise % 5-8 civarında olduğu açıklanmış, mahkemece, yüksek eğimli bölümün Hazine adına tesciline karar verilmiş, ancak, imar ve ihyanın tamamlanmadığının kabul edildiği bu bölümdeki ağaçlar 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19/2. maddesine göre davacıya ait muhdesat olarak gösterilmek suretiyle çelişki yaratılmıştır. Kaldı ki; ziraat uzmanı raporunun sonuç kısmında, taşınmazın hem (A) hem de (B) bölümünün sürekli olarak tarımsal faaliyette kullanılmadığı, zilyedlikle iktisabı mümkün olmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunun belirtildiği halde, mahkemece, kısmen özel mülkiyete konu olacak şekilde karar verilmiştir.O halde, mahkemece bir fen elemanı, bir ziraat uzmanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, davalının tutunduğu tapu kaydı ve varsa krokisi ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ile getirtilip taşınmaza uygulanmalı, tapunun kadastro sırasında başka taşınmaza revizyon görüp görmediği araştırılmalı, tapu kaydı taşınmaza uyuyorsa artık imar ve ihyaya dayalı zilyetlik konusunda araştırma yapılmamalı, ancak uymuyorsa, zilyedliğin ne zaman, kim tarafından başlatıldığı, ne şekilde sürdürüldüğü, ekonomik amaca uygun olup olmadığı, üzerindeki ağaçların sayısı, cinsi, yaşı, hangi bölümde hangi ağaçların olduğu, eğim durumu konusunda ziraat uzmanından krokili rapor alınmalı ve sonra oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Kabule göre de; çekişmeli taşınmazın tarla niteliği ile tesbit edilmesi nedeniyle, (A) işaretli bölümün Hazine adına tesbitteki niteliği ile tesciline karar verilmesi gerekirken, hangi nitelikle tapuya tesciline karar verildiğinin hüküm yerinde gösterilmemiş olması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA 07/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.