YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/830
KARAR NO : 2013/5692
KARAR TARİHİ : 16.05.2013
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ve dahili davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Gürsu Köyü 125 ada 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 19, 20, 21, 23, 24, 25, 26 ve 29, 131 ada 1, 2, 3, 4, 5, 9, 10, 11, 12, 14 ve 15, 147 ada 11,148 ada 4, 149 ada 2, 15 ada 5, 6, 28, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42 ve 43, 163 ada 13, 15, 16, 17, 18, 19, 20 ve 21, 317 ada 4, 340 ada 3,362 ada 2, 373 ada 4, 383 ada 21, 22, 23, 33 ve 401 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalılar adına, 125 ada 18 parsel sayılı taşınmaz ham toprak niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı … ve … birleştirilen mahkemenin 2006/1729 ve 2006/1721 Esas sayılı dava dosyalarıyla 125 ada 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 19, 20, 21, 23, 24, 25, 26, 29 ve 30, 131 ada 1, 2, 3, 4, 5, 9, 10, 11, 12, 14 ve 15, 147 ada 11, 148 ada 4, 149 ada 2, 15 ada 5, 6, 28, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42 ve 43, 163 ada 13, 15, 16, 17, 18, 19, 20 ve 21, 317 ada 4, 340 ada 3, 362 ada 2, 373 ada 4, 383 ada 21, 22, 23, 33 ve 401 ada 1 parsel sayılı taşınmazların kök muris …’dan kaldığını, kendilerinin … mirasçıları … ve … ‘un mirasçısı olduğunu, taşınmazların hisseleri oranında adlarına tescili talebiyle dava açmışlardır. Davacı Hazine, 373 ada 4, 362 ada 2 ve 340 ada 3 sayılı parsellerin Hazineye ait 20.02.2001 tarih ve 93, 53 ve 17 nolu tapu kayıtları kapsamında kaldığı iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece; davacı gerçek kişilerin davasının reddine, Hazinenin davasının kısmen kabulüyle 362 ada 2, 340 ada 3 ve 373 ada 4 parsel sayılı taşınmazların orman vasfıyla Hazine adına , 125 ada 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 19, 20, 21, 23, 24, 25, 26 ve 29, 131 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 9, 10, 11, 12, 14 ve 15, 147 ada 11, 148 ada 4, 149 ada 2, 15 ada 5, 6, 28, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42 ve 43, 163 ada 13, 15, 16, 17, 18, 19, 20 ve 21, 317 ada 4, 383 ada 21, 22, 23, 33 ve 401 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tesbit gibi tespit malikleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm, davacılar …, … ve dahili davacılar …, …, … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılan ve 11.09.1998 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
1) Kadastro sırasında çekişmeli 125 ada 18 parsel sayılı taşınmaz ham toprak niteliğiyle Hazine adına edilmiş olup, davacılar tarafından Hazineyi hasım göstererek açılmış bir dava bulunmadığından, mahkemece bu parsele yönelik olarak açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
2) Davacılar tarafından 125 ada 30 parsel sayılı taşınmaza yönelik dava açıldığı ve bu parsele ait kadastro tesbit tutanağı kadastro mahkemesinin 2006/1721 – 2006/1729 Esas sayılı dava dosyaları ile itirazlı olduğu bildirilerek dava dosyasına gönderildiği halde, mahkemece, bu parsele yönelik hüküm kurulmamış olması, davacılar tarafından 131 ada 6 parsel sayılı taşınmaza yönelik açılmış bir dava bulunmadığı halde, mahkemece, bu parselin tesbit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş olması usûl ve kanuna aykırıdır.
3) Mahallinde 08.10.2012 tarihinden yapılan keşif sırasında davacı … vekili Av. … 147 ada 11, 148 ada 4, 149 ada 2, 150 ada 3, 150 ada 8, 156 ada 5, 6, 28, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42 ve 43, 362 ada 2, 317 ada 4, 340 ada 3 ve 401 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak davadan feragat etmiş olup, dava dosyasında mevcut vekaletname örneğinden … vekili Av. … feragat yetkisi bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece, bu parsellere yönelik olarak … tarafından açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek esastan reddine karar verilmiş olması usûl ve kanuna aykırıdır.
4) Davacı Hazine tarafından çekişmeli 373 ada 4, 362 ada 2 ve 340 ada 3 parsellerin Hazineye ait 20.02.2001 tarih ve 93, 53 ve 17 nolu tapu kayıtları kapsamında kaldığı iddiasıyla dava açılmıştır. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 1999 yılında orman kadastrosu yapıldığı ve kesinleştiği, çekişmeli taşınmazların orman kadastrosu dışında orman sayılmayan alanda kaldığı ve davacı Hazinenin dayandığı tapu kayıtları Orman Yönetiminin kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması içinde kalan taşınmazların tescili konusunda Tapu Müdürlüğüne yazdığı ve bu yazıya dayanılarak çekişmeli taşınmazların ve etrafının 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uygulaması ile Hazine lehine orman sınırları dışına çıkarıldığı düşüncesi ile yanlışlıkla yukarıda tarih ve numaralarda tapuya tescil edildiği, ancak; dayanağı evraklara göre, çekişmeli parselin orman ve 2/B madde kapsamında kalmaması nedeniyle Hazine adına oluşan tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde (M.Y. 1023, 1024, 1025) olduğu, davacı Hazine tarafından 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında çekişmeli taşınmazların orman içi açıklık niteliğinde olduğu iddiasıyla açılmış bir dava bulunmadığı ve bu hususun re’sen gözetilemeyeceği, Hazine tarafından her zaman taşınmazların orman veya 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklık niteliğinde olduğu iddiasıyla dava açılabileceğinden (HGK 3.4.2013 gün 2012/871-420 ) mahkemece 373 ada 4, 362 ada 2 ve 340 ada 3 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
5) Davacılar, çekişmeli taşınmazların kök muris …’dan kaldığını, kendilerinin … mirasçıları … ve … ‘un mirasçısı olduğunu, taşınmazların hisseleri oranında adlarına tescili talebiyle dava açmışlardır. Davalı … çekişmeli taşınmazların babalarından kaldığını, taşınmazların 1968 yılında mirasçılar arasında taksim edildiğini, kardeşleri … , … ve …’a kalan yerleri becayiş yapmak suretiyle aldığını ve onlara da başka yerlerini verdiğini, taşınmazları 1968 yılından beri kendisinin kullandığını, kardeşleri … ve … ‘nin de kendilerine düşen yerleri oğulları … ve … ‘e sattığı bildirmiş olup diğer davalılarda davalı … ile aynı iddiada bulunmuştur. Mahkemece, kök muris …’un mirasının taksim edilip edilmediği, edilmiş ise taksime tüm mirasçıların katılıp katılmadığı, taksim sırasında kime hangi yerin düştüğü araştırılmalı, bu konuda tarafların göstereceği tanıklar dinlenmeli, davacılar … ve … adına kayıtlı bulunan taşınmazlar tesbit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 16/05/2013 günü oy birliği ile karar verildi.