Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/8050 E. 2014/592 K. 16.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8050
KARAR NO : 2014/592
KARAR TARİHİ : 16.01.2014

MAHKEMESİ : Milas Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 10/07/2013
NUMARASI : 2012/18-2013/16

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı M.. K.. ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Kadastro sırasında K.. K.. 105 ada 4 parsel sayılı 4285.98 m² yüzölçümündeki taşınmaz, zeytinlik niteliğinde, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak davalı Ş.. A.. adına; 3 parsel sayılı 13216.28 m² yüzölçümündeki taşınmaz, ham toprak ve çamlık niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı, taşınmazların kendisine murislerinden kalan tarım alanı olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 4387.42 m²’lik yer için tesbit tutanağı düzenlenmediğinden bu yer hakkındaki uyuşmazlık yönünden mahkemenin görevsizliğine, davacının bu yerle ilgili olarak genel mahkemelerde dava açmakta muhtariyetine; 105 ada 4 sayılı parsel hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine; 105 ada 3 sayılı parselle ilgili davanın ise kısmen kabulüyle parselin bilirkişi krokisinde (B) harfi ile gösterilen 2640.50 m²’lik bölümünün davacı adına, (C) harfli 10575.78 m²’lik bölümünün tesbit gibi Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, Hazine tarafından 3 sayılı parselin (B) harfli bölümü yönünüden temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 24/11/2011 tarihli ve 2011/13844 E. – 13360 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “Yörede ilk orman kadastrosunun seri usûlle ve hava fotoğrafı yöntemiyle yapıldığı, orman kadastrosu hangi yöntemle yapılmışsa mahkemece uyuşmazlığın çözümünde de o yöntemin uygulanması gerektiği halde, bu yönde inceleme yapılmadığı, Dairenin iade kararı üzerine yapılan uygulamada taşınmazın (B) harfli bölümünün orman sınırları içinde kaldığının görüldüğü; bu durumun bilirkişilerce yeterli inceleme yapılmadığı kanısı uyandırdığı” açıklandıktan sonra “yeniden keşif yapılarak yörede ilk kez 1965 yılında yapılan orman kadastrosunda kullanılan, orman sınır nokta ve hatlarının işlenmiş olduğu hava fotoğrafının uygulanıp esas alınarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiğine” değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli parselin 06/05/2013 tarihli ek rapor ekindeki krokide (H1), (H2) harfleri ile gösterilen toplam 8113.64 m²’lik bölümünün orman niteliğinde Hazine; (C) harfli 5102.64 m²’lik bölümünün davacı M.. K.. adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı M.. K.. ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1965 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 1979 yılında yapılıp 22/11/1979 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulamaları bulunmaktadır.
Mahkemece bozma kararına uyulmuşsa da gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Orman kadastrosuna ait ölçü karneleri, nirengi, poligon, röper noktaları ile ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre değerlendirilmemiştir.Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak iki kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak çekişmeli taşınmazı ilgilendiren 427 ve 428 numaralı orman sınır noktaları zeminde bulunup yerleri belirlenmeli, bu orman sınır noktaları yerinde bulunamıyorsa bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre uygulama yapılmalı, tutanaklarda bu orman sınır noktalarının tarifinde Hilmi Küçük vereselerinden söz edilmiş olduğundan bu kişinin kim olduğu, çekişmeli yerle ilgisi, H. K..’e ait yerin hangi parsele karşılık geldiği, Hilmi’nin bu mevkiide bir başka yeri bulunup bulunmadığı hususları yerel bilirkişilerden sorulmalı, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmelidir.
Yapılacak uygulama sonucunda mahkemenin temyize konu kararında olduğu gibi (H1) ve (H2) harfli yerlerin orman kadastro sınırları içinde; (C) harfli yerin orman kadastro sınırları dışında kaldığının anlaşılması halinde, orman sınırları içinde kalan bir yer yönünden zilyetlik iddiasının dinlenemeyeceği; (C) harfli bölüm yönünden ise ilk kararın yalnızca Hazine tarafından (B) harfli bölüme yönelik olarak temyiz edildiği gözetilerek Hazine lehine usûlî kazanılmış hak oluşup oluşmadığı hususlarının değerlendirilmesi, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gereklidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 16/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.