Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/7649 E. 2014/3910 K. 01.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7649
KARAR NO : 2014/3910
KARAR TARİHİ : 01.04.2014

MAHKEMESİ : Maden Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/02/2012
NUMARASI : 2009/162-2012/12

Taraflar arasındaki orman sınırlandırılmasına itiraz ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Ö.. S.., davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

N….Köyü …… ada 1 parsel sayılı 508.153,81 m² yüzölçümündeki taşınmaz, yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4 maddesi gereğince yapılan orman sınırlandırılması sırasında orman vasfıyla Hazine adına tespit ve tapuya tescil edilmiştir.
Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak orman sınırları içinde bırakılan taşınmazının, ormanla ilgisinin bulunmadığı iddiasıyla tesbitin iptali ve adına tescili istemiyle Maden Kadastro Mahkemesine dava açmıştır.
Mahkemece, dava konusu parselin kadastro tutanağının kesinleşmiş olduğundan davanın görev yönüyle reddine ve karar kesinleştiğinde görevli Maden Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; görevsizlik kararı kesinleştikten sonra dava, Maden Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmeye devam olunmuş ve mahkemece; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile …. ada 1 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi rapor ve krokilerinde (A) harfi ile gösterilen 16824.38 m2’lik kısmı için yapılan kadastro tesbitinin iptali ile bu kısma ilişkin aynı yer 127 ada son numaradan sonra gelecek şekilde parsel numarası verilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 19711.05 m2’lik kısmının ….. ada 1 parsel olarak davalı Hazine adına olan tapu kaydının miktarının düzeltilerek aynı şekilde tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davacı Ö.. S.. ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman sınırlandırılmasına itiraza ve tescil istemine ilişkindir.
Yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan orman sınırlandırılması 29/05/2010 – 28/06/2010 tarihleri arasında ilâna çıkarılmıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın (A) harfli bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu ve zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu, (B) harfli bölümünün de orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; orman bilirkişi raporunda her ne kadar taşınmazın (A) harfli bölümünün eski tarihli memleket haritasında orman bitki örtüsü bulunmayan alan, (B) harfli bölümünün ise, orman bitki örtüsü taşıyan alan olarak bildirilmiş ise de, rapora ekli memleket haritasında taşınmazların her iki bölümünün de aynı nitelikteki alanda göründüğü, buna göre orman bilirkişi raporu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi noktasında yetersizdir. Kaldı ki; eski ve yeni hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan elde edilmiş memleket haritaları ile topoğrafik fotogrametri yöntemiyle düzenlenmiş kadastro paftası örneği getirtilerek uygulanıp taşınmazın niteliği ile konumu ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı da saptanmamıştır. Eksik araştırma ve incelemeye, yetersiz ve çelişkili bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, tesbit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 veya 20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan üretilmiş memleket haritası, topografik fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro haritaları, geniş pafta örneği ile komşu parsellere ilişkin kadastro tesbit tutanak ve dayanakları ilgili yerlerden getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapıları, bitki örtüsü ve çevreleri incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, fotogometri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, çekişmeli taşınmazın miktarı ve konumuna göre 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklığı niteliğinde olup olmadığı, orman içi açıklıklarının zilyetlikle kazanılamayacağı gözetilmeli; zilyetlikle kazanılacak kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı yönünden ziraatçı bilirkişiden rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, tapu ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3.7.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar Ö.. S.. ile davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 01/04/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.