Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/7502 E. 2013/11287 K. 09.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7502
KARAR NO : 2013/11287
KARAR TARİHİ : 09.12.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

1954 yılında yapılan kadastro sırasında… Köyü, 4305 parsel sayılı 5180 m² yüzölçümlü taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle belgesizden tarla niteliği ile davalı adına tesbit edilmiştir.
Davacı … Yönetimi, taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, dava açmıştır.
Mahkemece, taşınmazın orman tahdit sınırları dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddi ile dava konusu taşınmazın tesbit gibi davalı adına tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1942 yılında 3116 sayılı Kanun hükümleri uyarınca orman kadastrosu yapılmıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman tahdit sınırları dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Mahallinde yapılan keşif sırasında fen bilirkişi ve yerel bilirkişilerin yeminli beyanları ile taşınmazın tahdit dışında kaldığı kabul edilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunun 266/1. maddesine göre, “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” denilmektedir. Somut olayda, Orman Yönetimi taşınmazın kesinleşmiş tahdit haritasının kapsamında kaldığı iddiasıyla dava açtığına göre, meselenin çözümü, ancak, bu konuda uzman olan orman mühendisleri marifetiyle kesinleşmiş orman tahdit tutanak ve haritasının uygulanması ile mümkündür. Uzmanlık gerektiren bir konuda, konunun uzmanı olmayan kişilerin yeminli beyanları ile yetinilemez.
Bu nedenle; mahkemece, halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu ve fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın
tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/12/2013 günü oy birliği ile karar verildi.