Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/741 E. 2013/5501 K. 14.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/741
KARAR NO : 2013/5501
KARAR TARİHİ : 14.05.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı …Ş. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında … Köyü 105 ada 1 parsel sayılı 661.8061.16 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı …Ş., taşınmazın harici olarak satın alındığını,105 ada 1 parselde bulunan 4 parça taşınmazın tespitinin iptali ile şirket adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, HMK’nun 114/1-g maddesi gereğince dava şartlarından gider avanslarının davacı tarafca karşılanmadığı ve mazeret de sunulmadığı açıklanarak davanın dava şartı yokluğundan reddine,105 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapuya tespit gibi kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı …Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Mahkemece 27/06/2012 günlü 4. celsede davacı temsilcisine taraf sayısının 5 katı tutarındaki tebligat ücreti olan 105.- TL ve genel gider avansı olarak 50.- TL ve 148,55.- TL keşif harcı üç bilirkişi ücreti olan toplam 600.- TL (fen, ziraat ve orman bilirkişileri) ve araç ücreti olan 150.- TL olmak üzere toplam 1053,55.- TL’nin duruşma tutanağının tebliğinden itibaren kanunî 14 günlük kesin süre içinde mahkememiz veznesine depo etmesine, depo etmediği takdirde, davanın usulden ret olacağının ihtarına (ihtarın tebliğ sureti ile yapılmasına) şeklinde ara kararı oluşturulmuş ve davacı tarafından H.M.K.’nun 114/1-g maddesinde sözü edilen ve dava şartlarından olan gider davasının çekilen ihtarlı tebligata rağmen kesin süre içinde yatırılmadığı, bu nedenle, H.M.K.’nun 115/21. maddesi gereğince davanın usulden reddi gerekeceği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki; kadastro mahkemesinde görülen davalarda, 3402 sayılı Kanunun usul hükümleri uygulanır. 3402 sayılı Kanunun 25/1. maddesinde kadastro mahkemesinin, özel kanunlarca kendisine verilen işlere bakacağı, aynı Kanunun 33/1. maddesinde de dava ayrımı yapmaksızın, bu Kanundaki usul ve esasların uygulanacağı 29/3. maddesinde de kadastro davalarının ayrıca açıklık bulunmayan hallerde basit yargılama usulüne tabi olduğu açıklanmıştır.
3402 sayılı Kanunun 28/2. maddesinde ise, kadastro hâkimi, ilgililerin başvurusunu beklemeksizin kadastro tutanakları ile uyuşmazlığın çözümlenmesine etkili olabilecek kayıt ve diğer bilgileri ilgili dairelerden getirtir, hâkim, duruşma gününü taraflara tebligat hükümlerine göre re’sen tebliğ eder. Aynı Kanunun 36/1. maddesi ise, taraflardan her biri dava harcını, dinlenmesini talep ettiği tanık ve bilirkişi ücretini ve diğer yargılama giderlerini karşılamak zorundadır. Davacı, hâkim tarafından belirlenecek süre içinde gerekli giderleri mahkeme veznesine yatırmadığı takdirde, onunla ilgili delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılır. Bu kanun gereğince re’sen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için zarurî giderler, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanır hükmünü içermektedir.
Tüm bu açıklamalara göre, kadastro mahkemesinde görülen davalarda, 3402 sayılı Kanunun usûl hükümlerinin uygulanacağı, uyuşmazlığın çözümünde özel kanunda hüküm bulunması halinde, genel hükümlerin uygulanmasının söz konusu olamayacağı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre özel kanun olup; bu kanunda öngörülen usûl kurallarının uygulanması gerekeceği, bu durumda, mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 28/2 maddesi gereğince duruşma günü taraflara Tebligat Kanununa göre re’sen tebliğ edilecek, 36/1. maddesinin son paragrafına göre re’sen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için zarurî giderler, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü giderden harcama yapılacak ve yine, 36/1. maddesine göre aynı Kanunun 30/2. maddesinde belirtilen istisnasî haller dışında taraflar dinlenilmelerini talep ettiği tanık ve bilirkişi, vasıta masrafları hâkim ile katip ve mübaşire verilecek ücretler ile yapılacak tebligatlarla ilgili masfarlar kalemler halinde gösterilip bu ücretin mahkeme veznesine yatırılması için uygun bir süre verilmesi, kesin önel gereği yerine getirilmediği takdirde sonucunun hatırlatılması ve belirlenecek süre içinde gerekli giderlerin yatırılmaması durumunda bu delillere dayanılmaktan vazgeçmiş sayılarak, mevcut delil durumuna göre bir karar verilecektir. Söz konusu 36/1. madde ile H.U.M.K.’nun 414. maddesi ve H.M.K.’nun 324. maddesi de parelel hükümleri ihtiva etmektedir. Mahkemece keşif için gerekli masrafların ve diğer giderlerin yatırılması için 3402 sayılı Kanunun 28/1 ve 36/1 maddeleri gereğince ara kararı oluşturulması ve bunun sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, gider avansının yatırılmadığı gerekçesiyle H.M.K.’nun 115/2. maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Kaldı ki; davacı vekilinin temyiz dilekçesine ekli 19/07/2012 tarihli PTT ödeme belgesinde mahkemenin esas numarası belirtilmesede, 1055.- TL gider avansının süresi içinde mahkemeye yatırıldığı anlaşılmaktadır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı …Ş.’nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/05/2013 günü oy birliği ile karar verildi.