Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/7408 E. 2014/594 K. 16.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7408
KARAR NO : 2014/594
KARAR TARİHİ : 16.01.2014

MAHKEMESİ : Milas Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 26/06/2013
NUMARASI : 2011/8-2013/14

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında N.. K.. 167 ada 90 parsel sayılı 19150.09 m2 yüzölçümündeki taşınmaz bahçe niteliğinde, belgesizden kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayalı olarak davalılar adına tesbit edilmiştir. Orman Yönetimi taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 858.34 m2 ve (B3) harfi ile gösterilen 11650.57 m2’lik bölümünün orman niteliği ile Hazine, (B1) harfi ile gösterilen 5650.54 m2 ve (B2) harfi ile gösterilen 990.64 m2’lik bölümünün tesbit gibi davalılar adına tesciline karar verilmiş, Orman Yönetimi tarafından hükmün temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25/10/2010 tarih ve 2010/7652- 13016 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Dairede aynı gün incelemesi yapılan komşu 167 ada 155 ve 144 parsellerle ilgili dava dosyalarındaki bilirkişi uygulamalarının denetlenmesinde birbirleri ile çelişkili olduklarının görüldüğü; birbiri ile çelişen raporlara dayanılarak hüküm kurulamayacağı açıklandıktan sonra, yörede ilk kez 1966 yılında yapılan orman kadastrosunda kullanılan, orman sınır nokta ve hatlarının işlenmiş olduğu hava fotoğrafının uygulanıp esas alınarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği”ne değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne; bilirkişi krokisinde (A) harfiyle gösterilen 866.03 m2’lik bölümün orman niteliğinde Hazine; (B) harfli 18284.06 m2’lik bölümün ise davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, karar Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1966 yılında seri bazında ve hava fotoğrafı yöntemiyle orman kadastrosu yapılmış ve kesinleşmiştir. Daha sonra 1992 yılında yapılıp, 12/03/1998 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece ilk kez kurulan hükümde, çekişmeli taşınmazın bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 858.34 m2 ve (B3) harfi ile gösterilen 11650.57 m2’lik bölümünün kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı kabul edilerek bu bölümlerin davalılar adına olan tapusunun iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Karar yalnızca Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiş ve Yönetimin istemi üzerine bozulmuştur. Bu durum karşısında toplam 12508.91 m2’lik yerin orman sayılan yerlerden olma olgusu kesinleşmiştir. Mahkemenin temyize konu kararında ise (A) harfli ile gösterilen 866.03 m2’lik bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu kabul edilerek kazanılmış hak ilkesi ihlal edilmiştir. Sözü edilen
yön gözetilerek evvelce verilen kararda esas alınan rapor gereğince hüküm kurulması gerekirken; kazanılmış hak ilkesini ihlal eder biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/01/2014 günü oy çokluğu ile karar verildi.
Kadastro sırasında, Muğla İli, Milas İlçesi, N.. K.., D.. Mevkii 167 ada 19 parsel sayılı 19150,09 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalılar adına tespit edilmiş, davacı Orman Yönetimi, taşınmazın orman sınırları içinde kaldığı ve orman niteliğinde olduğu iddiası ile dava açmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin (A) harfi ile işaretli 858,34 m2’lik kısmının ve (B3) ile işaretli 11657,57 m2’lik kısmının olmak üzere toplam 12508,91 m2’lik kısmın orman vasfı ile Hazine, (B1) ile gösterilen 5650,54 m2’lik ve (B2) ile gösterilen 990,64 m2’lik kısımların tespit gibi davalılar adına tesciline dair verdiği karar, davacı Orman Yönetiminin temyizi üzerine 20. Hukuk Dairesinin 25.10.2010 gün ve 2010/7652 – 13016 sayılı kararıyla “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olmadığı; bilirkişi raporlarının da komşu taşınmazlara ilişkin raporlarla çeliştiğinden yeniden ar aştırma ve inceleme yapılması ” gereğine değinilerek bozulmuştur,
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan keşif ve bilirkişi incelemesinde, davanın kısmen kabulü ile dava konusu taşınmazın bilirkişinin krokisinde (A) harfi ile işaretli kesinleşmiş orman sınırlar içersinde ve devlet ormanı sayılan yerde kaldığı belirlenen 866,03 m2’lik kısmının orman vasfıyla, (B) harfi ile gösterilen 18284,06 m2’lik kısmın kesinleşmiş orman sınırları dışında kaldığından bahisle tespit gibi davalı kişiler adına müşterek mülkiyet hükümlerine göre tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Kadastro mahkemesi hâkimi doğru sicil oluşturmakla yükümlüdür.
Yerel mahkemenin ilk kararı kesinleşmiş tahdit uygulamasına ilişkin teknik bilirkişilerin krokilerinin çelişkili olduğu ve eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle bozulmuştur. Bozmaya uyulan mahkemece eleştirilen hususlar dikkate alınarak yeni bir bilirkişi incelemesi sonucu tespit edilen sınırlara göre hüküm kurulmuştur. Bozma öncesi teknik uygulamanın doğru yapıldığı zannıyla kararı temyiz etmeyen davalı aleyhine Orman Yönetimi lehine taşınmazın 12508,91 m2 yüzölçümündeki kısmın orman olgusunun kesinleştiği ve usûlü kazanılmış hak oluştuğu yorumuna gidilmesi hakkaniyete aykırıdır. Maddi hatanın usulü kazanılmış hakkın istisnasını oluşturma kuralı burada da uygulanmalıdır. Zira, 1. Bozma öncesi bilirkişiler orman tahdidinin sınırlarını uygulamada maddi hata yapmışlar; bozma sonrası ise davacının özel mülkü olan yerin miktarı doğru olarak tespit olunmuş ve buna göre hüküm kurulmuştur. Öte yandan kanaatimce orman tahdit haritalarının uygulanması kamu düzenine ilişkindir. Doğru sicil oluşturmakla yükümlü kadastro hâkiminin bilirkişi hatasına dayalı verilen ve dairemizce de hatalı olduğu belirlenen ilk kararının sırf davalı kişilerce temyiz edilmediği gerekçesiyle kazanılmış hak oluşturacağı yönündeki çoğunluğun bozma gerekçesine iştirak edemiyorum.
Açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun olarak verilen kararın ONANMASI gerektiği kanaatinde olduğumdan, hükmün BOZULMASI şeklindeki sayın çoğunluğun düşüncesine katılmıyorum.