Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/7337 E. 2013/8455 K. 26.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7337
KARAR NO : 2013/8455
KARAR TARİHİ : 26.09.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında …. Köyü 109 ada 989 parsel sayılı 2.669.657 m2 yüzölçümlü taşınmaz, 1978 yılında yapılan orman tahdit sınırları içinde kaldığı belirtilerek 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince orman niteliği ile tapu kütüğüne aktarılmıştır.
Davacılar, sahibi oldukları taşınmazın tahdit sınırları dışında olmasına rağmen sehven orman niteliği ile tapu kütüğüne aktarıldığını belirterek zilyetlik iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açmışlardır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 05/12/2011 tarih ve 2011/9751-14002 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “Mahkemece, çekişmeli taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kaldığı, 6831 sayılı Kanunun 11/1 maddesi gereğince hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, uzman orman bilirkişi ve fen bilirkişi marifetiyle yapılan keşif ve uygulamaya göre taşınmazın orman kadastrosu çalışma tutanaklarındaki anlatım ve tariflere göre tahdit dışında bırakıldığı, yörede yapılan arazi kadastrosu sırasında yapılan hatalı uygulama ile taşınmazın 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince orman niteliği ile tapu kütüğüne aktarıldığı, orman tahdidi sırasında dışarıda bırakılmış bir taşınmazın daha sonra yapılan arazi kadastro ekiplerinin hatalı uygulamaları ile orman tahdidi içinde gösterilmesinin taşınmaza orman niteliğini kazandırmayacağına göre, davanın hak düşürücü süreden reddi yanlış olup, mahkemece işin esasına girilerek esas hakkında bir hüküm kurulması gerekir. Kabule göre de, mahkemenin taşınmazın niteliği ve üzerinde sürdürülen zilyetliğe ilişkin gerekçesi, dosyadaki bilirkişi raporları, yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile taşınmazın dosyadaki fotoğrafları ile uyuşmamaktadır.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne,… Köyü 109 ada 989 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline ve mezkur taşınmazın, Harita Mühendisi …., Orman Mühendisleri ….’nın müşterek imzalı ve 12/04/2011 havale tarihli raporlarının ekindeki ( EK 8 ) koordinatlı krokide, (A) harfi ile gösterilen 30186,16 m2’lik kesiminin tarla vasfıyla davacı …. oğlu …, (B) harfi ile gösterilen 19725,04 m2’lik kesiminin tarla vasfıyla davacı …. kızı …, (C) harfi ile gösterilen 1693,56 m2’lik kesiminin bağ vasfıyla davacı …. oğlu … adlarına yeni birer parsel numarası verilerek ayrı ayrı tapuya kayıt ve tesciline, mezkur taşınmazın, davacılar adına tescili cihetine gidilen (A, B ve C) harfleri ile gösterilen kesimlerinin dışında kalan toplam 2618052,60 m2’lik kesiminin ise 109 ada 989 parsel numarası ile ve Karıncalı Devlet Ormanı vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1978 yılında orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, bozma kararı gereği işlem yapılarak, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davacılar yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 26/09/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.