Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/7322 E. 2014/4338 K. 10.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7322
KARAR NO : 2014/4338
KARAR TARİHİ : 10.04.2014

MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/10/2012
NUMARASI : 2011/754-2012/677

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Yörede 2008 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında B…Köyü … ada 5 parsel sayılı 89 hektar 1347.89 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliğinde Hazine adına tesbit ve tescil edilmiştir.
Davacı aynı çalışma sırasında kendisi adına senetsizden tesbit ve tapuya tescil edilen …. ada 196 sayılı parselin bitişiğinde ve bu parselle birlikte zilyetliğinde bulunan bir bölüm yerin Karadeniz Ereğli Sulh Ceza Mahkemesinin 2007/ 392 Esas- 2008/ 442 Karar sayılı kararı ile orman sayılan yerlerden olmadığının belirlendiğini ileri sürerek, bu bölüme ait tapunun iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılan orman kadastrosu sırasında orman sınırları içinde bırakılan taşınmazla ilgili olarak, ancak, tapu kaydına dayalı olarak 10 yıllık süre içinde tapu iptali ve tescil davasının açılabileceği, davacı tarafından zilyetliğe dayalı olarak açılan davanın dinlenme olanağı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddi yolunda kurulan hüküm yerinde değildir. Şöyle ki; Anayasa Mahkemesi tarafından 22.05.2013 tarih ve 2012/108 Esas – 2013/64 Karar sayılı ilâm ile 31/8/1956 günlü ve 6831 sayılı Orman Kanununun, 5/11/2003 günlü ve 4999 sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6. maddesiyle değiştirilen 11. maddesinin birinci fıkrasının “Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Bu süre hak düşürücü süredir.” biçimindeki üçüncü ve dördüncü cümlelerinin Anayasa’nın 13, 35 ve 36. maddelerine aykırı görülerek iptallerine karar verilmiştir. Karar 12.07.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmış, yayımdan itibaren 6 ay sonra yürürlüğe gireceği düzenlenmiş olup, 13.01.2014 günü itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve mahkemenin ret kararından sonra 26/2/2014 tarihli ve 6527 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” 01/03/2014 tarih ve 28928 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve 6527 sayılı Kanunla, 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 11. maddesinin somut davayı ilgilendiren birinci fıkrası, “Orman kadastro komisyonlarınca alınan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar askı suretiyle otuz gün süre ile ilân edilir. Bu ilân ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak ve haritalara karşı itirazı olanlar; askı tarihinden itibaren otuz gün içinde kadastro mahkemelerinde, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemelerde dava açabilirler. İlân süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar kesinleşir. Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanarak Hazine hariç itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” şeklinde değiştirilmiştir.
Getirilen bu yeni düzenlemeye göre, tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık süre içerisinde tapuya dayalı olsun veya olmasın kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak dava açılabilecektir.
Eldeki dava 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanununun 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sonucu orman olarak tescil edilen taşınmaza karşı on yıllık süre içerisinde açılmış olup, kanundaki değişikliğin derdest davalarda da uygulanması gerektiğinden tapu kaydı koşulu aranmaksızın işin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gereklidir. Ancak, Devlet Ormanlarının mülkiyeti Hazine, kullanım hakkı Orman Yönetimine ait olduğundan, öncelikle, Hazinenin davaya katılımı sağlanıp taraf teşkili sağlanmalı, Hazineden savunma delilleri de sorulmalı, daha sonra işin esası hakkında bir hüküm kurulmalıdır. Değinilen yönler gözardı edilerek kurulan hüküm usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle; davacının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/04/2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.