Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/7303 E. 2014/1966 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7303
KARAR NO : 2014/1966
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ : Fethiye 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/01/2012
NUMARASI : 2008/490-2012/19

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar Ş.. K.. ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Ş.. K.. ve arkadaşları vekili, 30/06/2008 havale tarihli dilekçesiyle; dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği .. Beldesi, G.. Mevkiinde bulunan yaklaşık 5 dönüm miktarındaki taşınmazın eklemeli olarak 90 yılı aşkın bir süreden beri vekil edenlerinin zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, bu yerin orman tahdidi sırasında tahdit içinde bırakıldığını, bunun üzerine müvekkillerinin murisi Ş.. A.. tarafından 1956 yılında orman tahdidinin iptali ve tescil istemiyle Fethiye Sulh Hukuk Mahkemesinde 1956/248 Esas numarasıyla dava açıldığını, ilgili davada müvekkillerinin belirttiğine göre davanın müvekkillerinin murisi lehine sonuçlandığını, ancak dava dosyası ve tüm kayıtlar ile davanın kayıtlı olduğu esas defterinin 10/07/2002 tarihinde çıkan yangında yandığını, bu sebeple dava dosyasına ulaşamadıklarını ileri sürerek, dava konusu taşınmazla ilgili tahdidin iptali ile taşınmazın hisseleri oranında müvekkilleri adına tescili ve bu hususta açılan Fethiye Sulh Hukuk Mahkemesinin 1956/248 E – 1959/131 K, sayılı dosyasının 4473 sayılı Kanun uyarınca ihyası istemleriyle dava açmıştır.
Mahkemece, eksik olan gider avansının tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilmesine rağmen davacı tarafça gider avansı tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın 6100 sayılı HMK’nun 120/2, 114/1-g, 115/1,2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar Ş.. K.. ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, ziyaa uğrayan dosyanın 4473 sayılı Kanun gereğince yenilenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece gider avansının süresinde ikmal edilmemesi nedeniyle davanın usûlden reddine karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; dava 01.07.2008 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nda (HUMK’nda) gider avansı alınmasına yönelik bir düzenleme mevcut değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun delil ikamesi için avans başlıklı 324 maddesinde ise “ (1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.
(2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.
(3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.” hükmü getirilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/12/2012 tarih ve 2012/9 – 1170 Esas – 2012/1172 Karar sayılı ilâmında da belirtildiği gibi, gerek 6100 sayılı HMK’nun 120 maddesi, gerekse; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin 45. maddesindeki düzenlemelere göre, tarifede sayılan gider avanslarının dava dilekçesi ile davanın açılması sırasında mahkeme veznesine yatırılması gereken gider olması nedeni ile, dilekçeler aşamasının tamamlanmış bulunması ve HMK’nun 448. maddesinin açık hükmü karşısında, dava dilekçesinde tanık ve bilirkişi deliline dayanmış olan davacı yönünden HMK’nun 120. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle; 1086 sayılı HUMK’nun yürürlükte olduğu 01.10.2011 tarihinden önceki dönemde açılan bu dava için yapılacak masraflar nedeniyle istenilecek giderlerin delil avansı kabul edilip, HMK’nun 324. maddesi uygulanmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekir. Bu itibarla, uyuşmazlığa konu davanın 1086 sayılı HUMK yürürlüğü zamanında açılmış bulunması, dilekçelerin teati aşamasının geçip, tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek, bu aşamada sadece HMK’nun 324 maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği gözden kaçırılarak gider avansı istenmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/02/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.