Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/6701 E. 2014/104 K. 06.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6701
KARAR NO : 2014/104
KARAR TARİHİ : 06.01.2014

MAHKEMESİ : Çameli Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 26/04/2013
NUMARASI : 2006/481-2013/157

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında C.. K.., 198 ada 1 parsel sayılı 14559,59 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ev, iki adet ahır ve tarla niteliğiyle davalı adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazın 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne; çekişmeli taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce yapılan ve 02.02.2001 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Davacı Hazine tarafından çekişmeli taşınmazın dayanak tapu kaydı kapsamında kaldığı iddiasıyla dava açılmış ve mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen, kabule aykırı olarak taşınmazın tesbit gibi davalı adına tesciline karar verilmiş, hüküm içinde çelişki oluşturulmuş; yine, gerekçeli kararda çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu açıklanarak, tesbit gibi tescil kararı ile gerekçe arasında çelişki oluşturulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesi hükmü uyarınca, kararın hüküm sonucu kısmında, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekmektedir. Kararın, hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir. Mahkemece, anılan Kanun hükmüne aykırı olarak, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında ve hükmün kendi içinde çelişki oluşturacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.