Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/6549 E. 2013/10709 K. 26.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6549
KARAR NO : 2013/10709
KARAR TARİHİ : 26.11.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, … Köyü, 143 ada 68 parsel sayılı 9659,90 m² yüzölçümündeki taşınmaz, senetsizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle beyanlar hanesinde 1. derecede doğal sit alanında kaldığı şerh verilerek davalı adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine vekili, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, tapunun beyanlar hanesine 1. derecede doğal sit alanında kaldığından korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı olduğunun şerhine karar verilmiş; davalı vekili tarafından hüküm temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 29.05.2012 tarihli ve 15032-8160 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle “Mahkemece, dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklık niteliğinde bulunması nedeniyle zilyetlikle kazanma şartlarının davalı yararına gerçekleşmediği kabul edilmiş ise de, orman bilirkişi heyeti raporundan, çekişmeli taşınmazın eski tarihli memleket haritaları ve hava fotoğraflarında açık alanda kaldığı, düşük eğimli olup orman sayılmayan yerlerden olduğu, ziraat bilirkişi raporundan, (A) işaretli bölümde hakim unsurun taşlık ve kayalık olduğu, bu bölümün tarımsal arazi niteliğinde olmadığı, (B) bölümünün uzun yıllar tarımsal amaçlı kullanıldığı, 8-10 yıldır ekilmediği, ancak, tarımsal arazi niteliğini kaybetmediğinin belirlendiği, çekişmeli taşınmaz ile birlikte 143 adanın bir bütün halinde yüzölçümü de dikkate alındığında 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklık niteliğinde olmadığı ve ziraat bilirkişisi raporunda (B) ile belirtilen bölüme ilişkin olarak davalı gerçek kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, fen bilirkişisinden alınacak ek rapor ile (B) bölümünün yüzölçümü belirlenmek suretiyle bu bölüme ilişkin davanın reddi gerektiği”ne değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, 15.11.2012 tarihli krokide (A) ile gösterilen 2636 m² yüzölçümündeki bölümünün taşlık-kayalık niteliğiyle Hazine adına tesciline; (B) ile gösterilen 7023 m² yüzölçümündeki bölümünün tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından taşınmazın (B) bölümüne yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 02.06.1948 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 3302 sayılı Kanuna göre 01.02.2001 tarihinde yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması ile 2008 yılında 4999 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 9. maddesine göre yapılan fennî hataların düzeltilmesi çalışmaları bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosuna, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda
çekişmeli taşınmazın temyize konu (B) bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davalı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 26/11/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.