Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/6529 E. 2013/8346 K. 24.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6529
KARAR NO : 2013/8346
KARAR TARİHİ : 24.09.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmalarında … Köyü 165 ada 712 nolu 1019,51 m² yüzölçümlü parsel, kullanım şerhi verilerek tarla vasfıyla Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı … Yönetimi, taşınmazın kısmen eylemli orman vasfında bulunduğunu, 2/B madde uygulama şartlarını kaybettiğini iddia ederek, taşınmazın kısmen orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, çekişmeli 165 ada 712 nolu parselin (A) ve (B) ile gösterilen bölümlerinin eylemli orman oldukları gerekçesiyle davanın kabulü ile 165 ada 712 nolu parselin bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ile gösterilen 62 m² yüzölçümlü bölümünün ve ayrı krokide (B) ile gösterilen 147,08 m² yüzölçümlü bölümünün orman vasfıyla Hazine adına, 165 ada 712 nolu parselin kalan bölümünün tarla vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … Yönetimi tarafından 165 ada 712 nolu parselin orman sayılmayan bölümüne yönelik olarak temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24/04/2012 gün ve 2012/4613 – 6272 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Kadastro davaları lehine tesbit ya da kadastro komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişilere karşı açılır. Dava, Orman Yönetimince 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların kısmen eylemli orman vasfında bulundukları iddiasıyla açılan kullanım kadastro tesbitine itiraza ilişkindir. Davanın saptanan bu niteliğine göre husumetin, çekişmeli taşınmazların kadastro tutanaklarının beyanlar hanesinde ismi geçen zilyetlerine yöneltilmesi zorunludur. Bu durumun mahkemece re’sen gözetilmesi ve davada usulünce taraf teşkilinin sağlanması için davacı yana olanak sağlanması gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu”na değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulü ile 165 ada 712 nolu parselin (A) ile gösterilen 62 m² yüzölçümlü kısmı ile (B) ile gösterilen 147,08 m² yüzölçümlü kısmının kadastro tutanağının iptali ile bu kısmın Hazine adına orman vasfı ile tapuya tesbit ve tesciline, geriye kalan kısmın tesbit gibi tarla vasfı ile davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi vekili tarafından 165 ada 712 nolu parselin orman sayılmayan bölümüne yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. madde gereğince yapılan kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanun gereğince yapılıp 22.08.1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçe ve 165 ada 712 parselin (A) ve (B) kısımları haricindeki yerlerin eylemli orman niteliğinde olmadığına göre,mahkemece, davacı … Yönetiminin davasının kabulü ile 165 ada 712 parselin (A) ve (B) ile gösterilen kısımların Hazine adına orman niteliği ile tapuya tesciline, geriye kalan kısmın tesbit gibi tarla vasfı ile Hazine adına tescili yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece, taşınmazların kadastro tesbitinin iptaline karar verilmesi gerekirken “tutanağının iptaline” karar verilmiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle; hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “kadastro tutanağının” kelimeleri hükümden çıkartılarak, bunun yerine “kadastro tesbitinin” kelimesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/09/2013 günü oy birliği ile karar verildi.