Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/6019 E. 2013/10367 K. 19.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6019
KARAR NO : 2013/10367
KARAR TARİHİ : 19.11.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … Yönetimi vekili, 29/01/2007 tarihli dilekçesinde; …. Köyünde bulunan ve dilekçeye ekli listede belirtilen 245 adet taşınmazın 2/B niteliğiyle Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığını, ancak taşınmazların halen orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek, tesbitlerin iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan işlemin yanlış olduğu, orman kadastrosunun (2/B) henüz kesinleşmediği, gerekçesiyle davanın kabulüne;
Çekişmeli 203 ada 624, 625, 626, 627, 628, 629, 630, 631, 632, 634, 635, 636, 637, 638, 639, 640, 641, 642, 643, 644, 645, 646, 648, 649, 650, 651, 652, 653, 654, 655, 656, 657, 658, 659, 660, 661, 662, 663, 664, 665, 666, 667, 668, 669, 670, 671, 672, 673, 674, 675, 676, 677, 678, 679, 680, 681, 682, 683, 684, 685, 686, 687, 688, 689, 690, 691, 692, 693, 694, 695, 696, 697, 698, 699, 700, 701, 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712, 713, 714, 715, 716, 717, 718, 719, 720, 721, 722, 723, 724, 725, 726, 727, 728, 729, 730, 731, 732, 733, 734, 735, 736, 737, 738, 739, 740, 741, 742, 743, 744, 745, 746, 747, 748, 749, 750, 751, 752, 753, 754, 755, 756, 757, 758, 759, 760, 761, 762, 763, 764, 765, 766, 767, 768, 769, 770, 771, 772, 773, 774, 775, 776, 777, 778, 779, 781, 782, 783, 784, 785, 786, 787, 788, 789, 790, 791, 792, 793, 794, 795, 796, 797, 798, 799, 800, 801, 802, 803, 804, 805, 806, 807, 808, 809, 810, 811, 812, 813, 814, 815, 816, 817, 818, 819, 820, 821, 822, 823, 824, 825, 826, 827, 828, 829, 830, 831, 832, 833, 905, 906, 907, 908, 909, 910, 911, 912, 913, 914, 915, 916, 917, 918, 919, 920, 921, 922, 923, 924, 925, 926, 927, 928, 929, 930, 931, 932, 933, 934, 935, 936, 937, 938, 939 ve 940 parsel sayılı taşınmazların kadastro müdürlüğünce yapılan tesbit gibi tesciline,
Taşınmazların davalı adına yapılan kadastro tesbitlerinin iptaline, ayrı ayrı orman vasfı ile … adına tesciline,
karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi ve Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taşınmazların bulunduğu yörede, dava tarihinden önce 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp 27.06.1974 tarihinde kesinleşen seri bazda orman kadastrosu, 2005 yılında yapılan ve kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması, arazi kadastrosu ile birlikte 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılıp 29.12.2006 – 29.01.2007 tarihleri arasında ilân edilen ve kesinleşmeyen orman kadastro çalışmaları vardır.
Dava, kadastro tespitine ve 2/B uygulamasına itiraza ilişkindir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Davacı … Yönetimince, taşınmazların orman niteliğini kaybetmediği iddia edildiğine göre, dava, taşınmazların gerçekten 2/B madde uygulamasına konu olup olmadığı, konu olmuşsa 2/B madde koşullarının oluşup oluşmadığı ve taşınmazların kesinleşen orman sınırları içinde kalıp kalmadığına ilişkin olup, bu hali ile aynı zamanda 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğindedir. Hükme esas alınan uzman bilirkişisi raporuna ekli memleket haritası ile orman kadastro haritasının tarihleri belli olmadığı gibi; 2/B madde uygulamasının askı ilânı ve çalışma tutanakları getirtilmemiş, taşınmazların orman
niteliğini yitirip yitirmedikleri, 2/B uygulamasının yerinde olup olmadığı, taşınmazların kendi hallerine bırakıldığı takdirde tekrar ormana dönüşüp dönüşmeyeceği olguları raporda tartışılmadan, soyut bir ifade ile “31.12.1981 tarihinden önce orman niteliğini kaybettikleri” açıklanmıştır. Ayrıca, çekişmeli 646 ve 779 parseller hakkındaki davalar bu davadan tefrik edilip, tutanak asılları mahkemenin 2007/43 ve 2007/12 sayılı dosyalarına gönderildiği halde eldeki dosyada karar verilmiştir.
O halde, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman kadastrosu ile aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin tüm haritalar, askı ilânı, çalışma tutanakları ilgili yerlerden getirtilmeli, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazların orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, davalı taşınmazların 2/B uygulaması ile orman dışına çıkarıldığının saptanması halinde ise; 2/B madde uygulamasının kesinleşmediği düşünülmeli ve 6831 sayılı Kanunun değişik 2/B maddesindeki (bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerin orman rejimi dışına çıkartılacağı) düzenlemeden doğal ve gerçek anlamda nitelik kaybının anlaşılması gerektiği, yoksa her isteyenin ormanlarda doğal olarak bulunan deliceleri aşılaması, bina ya da eklentilerini inşa etmesi, erozyona sebep olacak biçimde araziyi teraslaması ya da orman bitkilerini kökleyip tarım yapmaya teşebbüs etmesi veya 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince hiçbir zaman kişiler adına tapuya tescil edilemeyecek ve özel mülk olamayacak orman içi açıklığı niteliğinde olan yerlerin kanun maddesinde anlatılan bilim ve fen bakımından nitelik kaybı oluşturmayacağı, bu tür eylemlerin zorla ve ormanın tahribi sonucu niteliğinin kaybettirilmesini ve toprak erozyonu, ormanların ortadan kalkması, doğanın ve çevrenin bozulup yok olması sonuçlarını doğuracağı, 6831 sayılı Kanunun 2/4. maddesinde sayılan yerlerde 2/B madde uygulamasının yapılamayacağı, yukarıda anlatılan eylemler sonucu ormanların yok edilmesinin ve baştan beri 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde anılan orman içi açıklık niteliğinde olan veya sonradan bu hale gelen yerlerin bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetme olarak kabul edilemeyeceği gözönünde bulundurularak, uzman orman bilirkişi kurulunca dava konusu taşınmazların orman bütünlüğünü bozmama, su ve toprak rejimine ve
çevresindeki ekosistemlerinin tüm öğeleriyle kendisini yenileyebilme gücüne zarar vermeme, ormancılık çalışmalarının etkenlik, verimlilik ve karlılık düzeylerini düşürmeme, taşınmaz üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşüp dönüşemeyeceği gibi koşullar birlikte değerlendirilip, dava konusu taşınmazların hangi doğal olaylar ve eylemler sonucu bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybettiği ya da etmediği incelenerek bu olgular tartışılmalı ve taşınmazların hangi maddî ve bilimsel olgular sonucu nitelik kaybettiği açıklanmalı, bu dosyadan tefrik edilen 646 ve 779 parsellerle ilgili hüküm kurulmamalı ve ilgili dosyalarda ne karar verildiği araştırılarak kararda tartışılmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre de; hüküm fıkrasında birbiriyle çelişecek şekilde, hem tespit gibi tescile, hem de orman niteliğiyle Hazine adına tescile karar verilmiş olması infaza elverişli değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı … Yönetimi ve davalı Hazinenin hükme yöneltilen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 19/11/2013 günü oy birliği ile karar verildi.