Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/6010 E. 2013/10772 K. 26.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6010
KARAR NO : 2013/10772
KARAR TARİHİ : 26.11.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Kadastro sırasında … Köyü, 200 ada 180 parsel sayılı 860,77 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir.
Davacı Orman Yönetimi, dava konusu parselin kesinleşmiş orman tahdidi içinde kaldığı iddiasıyla dava açmıştır. Çine Kadastro Mahkemesi’nin 2007/126 E. 2009/16 K. sayılı ilâmı ile davanın kabulüne ve dava konusu parselin orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine hüküm, 20. Hukuk Dairesi’nin 18.10.2010 tarihli ve 2010/9461 E. 2010/12527 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olmadığı, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı iân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman kadastrosuna ait harita örneği ilgili yerlerden getirtildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak iki kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılması, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmesi, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanması, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınması, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi] gereğine değinilmiştir.
Yargıtay bozma ilâmı sonrası yukarıdaki esasa kaydı yapılan dosyada, mahkemece davanın reddine, taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Taşınmazın bulunduğu yörede, dava tarihinden önce 1744 sayılı yasa ile değişik 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp 27.06.1974 tarihinde kesinleşen seri bazda orman kadastrosu, 2005 yılında yapılan ve kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. Bölgede arazi kadastrosu 5403 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanuna göre yapılmış ve tutanaklar 29.12.2006- 29.01.2007 tarihleri arasında ilân edilmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak ve özellikle keşif sonucu uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın tamamının kesinleşen orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğu saptanarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 26/11/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.