YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5968
KARAR NO : 2014/1164
KARAR TARİHİ : 27.01.2014
MAHKEMESİ : Fethiye 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/07/2012
NUMARASI : 2012/895-2012/991
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 1973 yılında yapılıp, 06/11/1974 ilâ 06/12/1974 tarihleri arasında ilân edilen kadastro sırasında ..Köyü 92 parsel sayılı 10800,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliğiyle davalı gerçek kişinin murisi V.. T.. adına tesbit ve itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir. Taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine, 27/12/2010 tarih ve 18367 yevmiye numarasıyla “krokide (A) harfi ile gösterilen 2317,06 m² yüzölçümündeki kısım 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesine göre orman sınırı dışına çıkarılan 2/B alanı içinde kalmaktadır.” yönünde şerh konulmuştur.
Davacı Hazine vekili 21/02/2011 havale tarihli dilekçesiyle, yörede 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek-4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi niteliğiyle Hazine adına tesbit edilen .. Köyü 215 ada 10 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik ölçüldüğü, eksik ölçülen bölümün 92 parsel sayılı taşınmazda kaldığı iddiasıyla 92 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptal edilerek Hazine adına tescil edilmesi istemiyle kadastro mahkemesinde dava açmıştır.
Kadastro Mahkemesince, dava edilen yer hakkında 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek-4. maddesi uyarınca kullanım kadastro tutanak düzenlenmediği ve Ek-4. madde uyarınca yapılan kadastronun askı ilân süresi içinde de dava açılmadığı gerekçeleriyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, görevsizlik kararı Yargıtay denetiminden geçip kesinleştikten sonra davacı Hazine tarafından 30/05/2012 havale tarihli dilekçeyle yapılan başvuru üzerine dosya Fethiye 1.Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 22.06.1948 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp sonuçları 25.06.1979 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması vardır.
Mahkemece, 1744 sayılı Kanuna göre, Kanunun yürürlüğe girdiği 20/06/1973 tarihi ile 2896 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 01/01/1984 tarihine kadar tapulu olup da, Orman Kanununun 2/B uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarılan şahıslara ait yerlerin, yine eski sahipleri adına tescil olunması gerektiği gerekçesine dayanılarak, davacı Hazinenin davasının reddine karar verilmiştir.
Ne var ki; mahkemece dayanılan gerekçe ve verilen kararda isabet bulunmamaktadır. Şöyle ki; somut olayda, dava konusu olan taşınmaz mahkemenin gerekçesinde tartıştığı üzere 215 ada 10 parsel sayılı taşınmaz değildir. 215 ada 10 parsel sayılı taşınmaz hali hazırda zaten 2/B niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiştir. Kadastro mahkemesince verilen görevsizlik kararında da, kararın kesinleşmesini müteakip gerekli işlemlerin yapılması için 215 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tutanak aslının Fethiye Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir. Ancak, kadastro mahkemesi kararı kesinleştiği hâlde, tutanak aslının hâlen dosyada bulunduğu ve 215 ada 10 parselin tutanak aslının olağan yolla işlemlerinin tamamlanması için kadastro mahkemesine gönderilmediği anlaşılmaktadır. Yine dava
konusu taşınmazın dosya arasında bulunan tapu kayıt örneğinden, dava konusu 92 parsel sayılı taşınmazın tapuda hisseli olarak H.. T.. ve H.. Ç.. adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, davacı Hazine tarafından sadece davalı H.. T..’e husumet yöneltilerek dava açılmasına rağmen, mahkemece, diğer tapu maliki H..Ç..’nın davaya dahil edilmesi gerektiği de düşünülmemiş ve dava eksik taraf teşkiliyle sonuçlandırılmıştır.
Mahkemenin gerekçesinin dava konusu .. Köyü, 92 parsel sayılı taşınmazı kapsadığı kabul edilse dahi, .. Köyü 92 parsel sayılı taşınmazın tesbitine esas tapu kaydı, 1956 yılında yapılan kadastro ile belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak oluşturulmuştur. 1744 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 2/2. maddesinde yer alan “… orman sınırı dışına çıkartılacak yer, sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal eder” hükmünün uygulanabilmesi için, tapu kaydının 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce oluşması gereklidir. Çünkü 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince, bu Kanunun 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirildiğinden, bağlayıcı bir tasarruf ya da kesin deliller haricinde, 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, Devlet Ormanları içinde yer alan taşınmazların, belgesizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayalı olarak oluşturulan tapu kayıtlarının, 1744 sayılı Kanuna göre yapılan 2. madde uygulamasında tapu sahipleri yararına hak sağlama olanağı bulunmamaktadır.
Öte yandan, 6831 sayılı Orman Kanununun 1744 sayılı Kanunla değişik 2, 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B maddesi gereğince, nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet Ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usûl ve esasların belirlenmesi amacıyla düzenlenen, 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun ”, 26/4/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve aynı Kanunla 17/10/1983 tarihli ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun ile 16/2/1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmış, 6831 sayılı Kanunun bazı maddelerinde de değişiklikler yapılmış, diğer bir çok hükmün yanı sıra, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanlara ilişkin tapu kaydına konulan şerhlerin silinmesi, bu alanlar için Hazine tarafından dava açılmaması, açılan davalardan vazgeçilmesi ya da davaların durdurulması, tapusunun iptaline karar verilen taşınmazların tekrar tapu sahibine iadesi gibi konular düzenlenmiştir. Mahkemece, karar tarihinde yürürlükte bulunan 6292 sayılı kanunda yer alan bu düzenlemelerin, dava konusu taşınmazın niteliğine ve durumuna göre davaya etkisi de değerlendirilmeden hüküm kurulmuştur.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 27/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.