Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/5427 E. 2013/7355 K. 01.07.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5427
KARAR NO : 2013/7355
KARAR TARİHİ : 01.07.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sırasında davalı vekili tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur.
Red talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Taraflar arasında görülen dava sırasında davalı vekili tarafından 08.04.2013 havale tarihli dilekçe ile “… Verilen dilekçeleri okumadan reddettiği, davacı yararına usûli işlemlere girişildiği ve lehine hak oluşturulmaya çalışıldığı, kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen dava sebebinin değiştirildiği, iddianın geneşletilmesine muvafakatlarının olmadığı yönündeki dilekçelerinin görmezden gelindiği, gerçeğe aykırı zabıt tutulduğundan tarafsızlıktan şüphe duyulduğu…” gerekçesiyle reddi hâkim yoluna başvurulmuştur.
Reddedilen hâkim … (32158)’in, talebin reddinin gerektiği yönündeki görüşü üzerine dosyayı inceleyen merci tarafından, “… Davalı itiraz ve savunmalarının hâkim tarafından reddedilmesinin, hâkimin tarafsızlığı konusunda davacı tarafta ciddi endişelere yol açtığından, verilecek her türlü kararın şüpheyle karşılanıp sorgulanacağı, adalete olan güvenin sarsılacağı dikkate alındığı…” gerekçesiyle reddi hâkim talebinin kabulüne ilişkin verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, hâkimin reddi için ileri sürülen hususlar H.M.K.’nun 36. maddesinde tanımı yapılan sebeplerden değildir. Ne varki; talebi inceleyen merci tarafından davalının itiraz ve savunmalarının yargılama yetkisini kullanan hâkim tarafından reddedildiğinden davalı tarafta ciddi endişelere yol açtığı, verilecek her türlü kararın şüpheyle karşılanıp sorgulanacağı, adalete olan güvenin sarsılacağı gerekçesiyle reddi hâkim talebinin kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, Reddi hâkim talebini H.M.K. 42. maddesi uyarınca inceleyecek olan mercinin yapacağı iş, H.M.K. 36. maddesinde belirtilen sebeplere ilişkin olarak değerlendirme yapmaktan ibarettir. Bu nedenle, merci tarafından davalının taleplerinin, yargılama yetkisini kullanan hâkim tarafından H.M.K.’nun 38/5. maddesi hükmü gereğince incelenip görüşünü bu çerçevede bildirmiş olması nedeniyle davalıda oluşan subjektif kanaat gerekçe gösterilerek ret talebinin kabul edilmesi usûl ve kanuna aykırıdır. Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır (Anayasa mad. 9). Hâkimler görevlerinde bağımsızdırlar. Anayasa, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Bu nedenle, hâkimler önüne gelen uyuşmazlıkları kanunî çerçevesinde çözmek zorundadırlar. Bu işlemi yaparken hâkim, bir olayla ilgili kuracağı hükümle, tarafların adalet duygusunu zayıflatacağını değil, güçlendireceğini düşünüp, hedefleyerek çalışmalı, kanunlardan aldığı güçle hareket etmelidir. Hâkim, tarafların geçerli ve kanunî delillere dayanmayan soyut iddiaları karşısında, başkalarına ve kendisine yabancı kalarak, hukukun ne dediğini söyleme yetkisini kullanıp, yargılama işlemi ile yargı kararlarının kişisel görüş, inanç ve duyguların aracı olamayacağını, yansız ve kanunlardan aldığı güçle davanın taraflarını inandırmalıdır. Maddî delillerle desteklenmeyen soyut iddialar dayanak gösterilerek hâkimlerin davadan reddine ilişkin talebin merci tarafından kabul edilmesi, davaya bakan hâkimlerin sağlıklı, baskıdan uzak ve hür iradeleri ile görev yapmalarına engel olacağı gibi adaletin gecikmesine ve tabiî hâkim ilkesinin zedelenmesine yol açacağından kabul edilemez. Bu nedenle, hâkimin yargılama erkini kullanması nedeniyle verdiği ve temyiz yolu davanın esası hakkındaki hüküm ile açık bulunan ara kararlar nedeniyle davalıda oluşan subjektif kanaate dayalı yapılan hâkimin reddi talebinin merci tarafından kabulüne ilişkin karar, usûl ve kanuna aykırı olduğundan bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 01/07/2013 günü oy birliği ile karar verildi.