Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/5022 E. 2014/2064 K. 18.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5022
KARAR NO : 2014/2064
KARAR TARİHİ : 18.02.2014

MAHKEMESİ : Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/12/2011
NUMARASI : 2009/202-2011/1771

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı M.. Y.., 27.04.2009 tarihli dilekçesiyle, davalı gerçek kişinin babasından, 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan sahada bulunan portakal ağaçlarının ve arazinin zilyedliğini U.. Ç.. ve Ş.. Ç..’dan satın aldığı ve zilyet ettiği, satış senedinin .. Köy Muhtarı ve Belediye Başkanı huzurunda imzalandığı, satın aldıktan sora vergi kayıtlarını 13.09.2006 tarihinde kendi üzerine aldığı ve kendisinin ödediği, Ş.. Ç..’ın ölümüyle oğlu olan davalının bu satışı tanımadığı ve portakal bahçesini zilyet etmesine engel olduğu, araziye girmesine izin vermediği, bu nedenle portakal ağaçlarının bakımını da yapmadığı, zilyedliğine vaki müdahalenin önlenmesi, tapunun beyanlar hanesinde yer alan Ş.. Ç.. yararına oluşan şerhin silinerek kendi isminin yazılması iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece zilyedliğe vaki müdahelenin men’ine ilişkin davanın kabulüne, davalının zilyedliğe müdahalesinin men’ine, tapudaki şerhin kaldırılmasına ve davacı lehine işlenmesi isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, zilyedliğin korunması ve tapudaki zilyedlik şerhinin silinmesi ile kendi adının yazılmasına ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu .. Köyünde 1940 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp, 1941 yılında kesinleşen orman kadastrosu mevcuttur. Daha sonra, 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre 3 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca 1978 yılında yapılıp, ekip çalışmaları 09.06.1980, itirazların incelenmesinden sonra komisyon çalışmaları da 10.12.1980 tarihinde ilân edilen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ile 1987 yılında 36 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca yapılıp, 10.12.1989 tarihinde ilân edilen, aplikasyon, henüz sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
Taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1963 yılında yapılmış ve sonuçları 08.03.1966 ilâ 06.04.1966 tarihleri arasında ilân edilmiş ve kesinleşmiştir. Bu çalışmada çekişmeli taşınmaz tapulama dışı bırakılmış, 17.08.2009 tarihinde 570 parsel sayısı ve 10350 m² yüzölçümünde tarla olarak Hazine adına tapuya kayıt edilmiş, beyanlara 6831 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uygulamasına tabi olduğu, parsel üzerindeki narenciye bahçesinin Ş.. Ç..’a ait olduğu yönünde şerh yazılmıştır.
3402 sayılı Kanunun 26. maddesi uyarınca kadastro mahkemesinin yetkisi, her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar ve 10. maddeye göre kadastro komisyonu tarafından gönderilen tutanaklara ait davaları, 11. maddede belirtilen askı ilânı içinde açılan davaları, mahalli hukuk mahkemelerinden 27. madde uyarınca kadastro mahkemesine devredilen dava ve dosyaları, kadastro mahkemelerine dava açıldıktan sonra, tesbitten önceki haklara dayanarak, asli müdahil olarak katılanların iddialarına dair uyuşmazlıkları inceler ve karara bağlar. Somut olayda, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek-4. madde uyarınca yapılan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan yerlerde fiili kullanım durumunu belirlemek için yapılan kadastro çalışmaları sonucu, dava konusu taşınmaza ilişkin tesbit tutanağı düzenlendiği anlaşıldığından görevli ve yetkili mahkeme kadastro mahkemesi olduğundan mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.