Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/4875 E. 2014/4088 K. 03.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4875
KARAR NO : 2014/4088
KARAR TARİHİ : 03.04.2014

MAHKEMESİ : Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/10/2012
NUMARASI : 2007/161 – 2012/120

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı A.. B.. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
2007 yılındaki kadastro sırasında, Y…. Köyü … ada 1 ve ……ada 1 parsel sayılı taşınmazlar ile K….. köyü …..ada 1 ve … ada 1 parsel sayılı taşınmazlar, orman niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı vekili 07.10.2007 tarihli dilekçesi ile; Y….Köyü 204.9614,75 m2 yüzölçümlü 110 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, 490.0180,10 m2 yüzölçümlü 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ve K….. Köyünde bulunan 467.8412,22 m2 yüzölçümlü….ada 1 parsel ve 182.5347,19 m2 yüzölçümlü…. ada 1 parsel sayılı taşınmazların kadimden beri yayla olarak kullanılan taşınmazlar olup A.. B..na ait olduğunu belirterek orman olarak tapuda kayıtlı bu yerlerin tapusunun iptali ile davacı adına yayla olarak sınırlandırılarak özel sicile yazılmasını talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılan davada tapuya dayanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 10 yıllık sürede orman tahdidine itiraz (tapu iptali ve tescil) niteliğindedir.
Dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde, 2007 yılında 3402 sayılı kanunun 5304 sayılı kanunla değişik 4. maddesi gereğince yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Anayasa Mahkemesi tarafından 22.05.2013 tarih ve 2012/108 Esas – 2013/64 Karar sayılı ilâm ile 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun, 5/11/2003 tarihli ve 4999 sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6. maddesiyle değiştirilen 11. maddesinin birinci fıkrasının “Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Bu süre hak düşürücü süredir.” biçimindeki üçüncü ve dördüncü cümlelerinin Anayasa’nın 13, 35 ve 36. maddelerine aykırı olduğundan iptallerine karar verilmiştir. Karar 12.07.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanmış, yayımdan itibaren 6 ay sonra yürürlüğe gireceği düzenlenmiş olup, 13.01.2014 günü itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve mahkemenin ret kararından sonra 26/2/2014 tarihli ve 6527 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” 1.3.2014 tarih ve 28928 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiş ve 6527 sayılı Kanunla, 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 11. maddesinin somut davayı ilgilendiren birinci fıkrası, “Orman kadastro komisyonlarınca alınan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar askı suretiyle otuz gün süre ile ilân edilir. Bu ilân ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak ve haritalara karşı itirazı olanlar; askı tarihinden itibaren otuz gün içinde kadastro mahkemelerinde, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemelerde dava açabilirler. İlân süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kararlara ilişkin düzenlenen tutanak ve haritalar kesinleşir. Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanarak Hazine hariç itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” şeklinde değiştirilmiştir.
Getirilen bu yeni düzenlemeye göre, tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık süre içerisinde tapuya dayalı olsun veya olmasın kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak dava açılabilecektir.
Eldeki dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sonucu orman olarak tescil edilen taşınmaza karşı on yıllık süre içerisinde açılmış olup, kanundaki değişikliğin derdest davalarda da uygulanması gerektiğinden tapu kaydı koşulu aranmaksızın işin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesinin temini için temyiz isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/04/2014 günü oy birliği ile karar verildi.