Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/480 E. 2013/4934 K. 02.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/480
KARAR NO : 2013/4934
KARAR TARİHİ : 02.05.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi müdahil davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında …. Köyü 158 ada 10 parsel sayılı 31335,24 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle kargir ev ve fındık bahçesi niteliğiyle davalı adına tesbit edilmiştir.
Davacı …,14.03.2006 tarihli dilekçe ile davalı ile ortak muris olan dedelerinden kaldığından kendisinin de payı bulunduğu iddiasıyla hissesi oranında adına tesbit ve tescili istemiyle dava açmış, 30.04.2012 tarihli keşif zaptındaki imzalı beyanı ile davasından feragat etmiştir.
Yargılama sırasında Hazine vekili 22.03.2007 havale tarihli dilekçe ile, çekişmeli taşınmazın 30 cilt, 1 sahife ve 2 sıra da kayıtlı tapu kapsamında kaldığı iddiasıyla tesbitinin iptali ile Hazine adına tescili istemiyle 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi uyarınca davaya katılmıştır.
Mahkemece, davacı gerçek kişinin davasının feragat nedeniyle REDDİNE, dava konusu taşınmazın tesbit gibi tesciline, davacı Hazinenin davasının ise görev nedeniyle REDDİNE, tespit tutanağının onaylı bir örneği ile dava dosyasının Asliye Hukuk Mahkemesine, tutanak aslı ve eklerinin de kesinleştirilerek tesbit uyarınca işlem yapılmak üzere tapu müdürlüğü’ne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm, müdahil davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı anlaşılamamıştır.
3402 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağı düzenlendiği andan başlar ve kesinleşinceye kadar devam eder. Tutanağın kesinleşmesine kadar aynı Kanunun 26/D maddesi uyarınca tesbitten önceki haklara dayanarak, asli müdahil olarak katılanların iddialarına dair uyuşmazlıkları da çözüme bağlamakla görevlidir.
Somut olayda, davacı gerçek kişi askı ilân tarihinde dava açmış bulunduğundan kadastro tutanağı kesinleşmemiştir. Mahkemece, uyuşmazlık konusu hakkında yargılama devam ederken Hazine vekili tarafından sunulan 22.03.2007 havale tarihli dilekçe ile davaya katılma isteminde bulunulduğu ve aynı tarihli duruşmada verilen 2 nolu ara karar ile katılma isteminin kabulüne karar verildiği ve her nekadar, davacı gerçek kişinin 30.04.2013 tarihli feragati ile H.U.M.K.’nun 307. maddesi uyarınca yargılamayı sona erdiren irade beyanı niteliğinde bulunsa da, Hazinenin katılımı feragat beyanından önce bulunduğuna göre, 3402 sayılı Kanunun 26/D ve 27. maddeleri uyarınca davada görevli ve yetkili mahkeme kadastro mahkemesi olduğu gözetilmeden, askı ilân tarihinden sonra katılma isteminde bulunulduğu gerekçe gösterilerek müdahil davacı Hazinenin davasının görev yönünden reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; müdahil davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 02/05/2013 günü oy birliği ile karar verildi.