Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/4729 E. 2013/8777 K. 03.10.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4729
KARAR NO : 2013/8777
KARAR TARİHİ : 03.10.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davacılar vekili ile davalı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Kadastro sırasında…. İlçesi, …Köyü, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, orman niteliği ile davalı … adına tespit edilmiştir.
Davacı …, … ve Orman Yönetimini taraf göstererek 25/04/1979 tarih ve 10 sayılı tapu kaydı ile 101 ada 1 parsel numaralı taşınmazın içinde kalan 15000 m² yüzölçümündeki bölümün maliki olduğunu ileri sürerek, … adına olan tesbitin iptali ile, adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine,….Köyü, 101 ada 1 sayılı parselin 20/07/2007 tarihli bilirkişi raporunda (A), (B), (D) ve (E) ile gösterilen bölümlerinin, tesbitlerinin iptali ile aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle, davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline, (C) ile gösterilen bölümün … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar Orman Yönetimi ve … vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08/10/2008 tarihli ve 2008/8546 E.- 2008/12368 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ”Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamayacağı, kabule göre ise, davaya konu 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın orman olduğu saptanan fen bilirkişisinin 20/07/2007 tarihli raporunda (C) ile gösterilen bölümünün hüküm yerinde niteliğinin orman olduğunun belirtilmemiş olması, keza davaya konu parselin dava edilmeyen geri kalan bölümü hakkında sicil oluşturulmamış olması dahi usûl ve kanuna aykırı olacağı”na değinilmiştir.
Mahkemece; bozma kararına uyulduktan sonra, 27/12/2012 günlü duruşmada dahili davacı … ‘ya verilen kesin süre içinde keşif giderini yatırmadığından, davanın usulden reddine, davaya konu 101 ada 1 nolu parselin tespit gibi orman vasfı ile … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm dahili davacılar vekili ile davalı … Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Hâkimin dava konusu şeyi inceleyerek onun hakkında bütün duygularıyla bilgi edinmesi olarak tanımlanabilen keşif; taşınmazlarla ilgili davalarda, dava konusunun yerinde görülüp incelenmesi biçiminde gerçekleşir (H.U.M.K. m. 363 vd.). Keşfe gidilebilmesi için mahkemenin bu konuda bir ara kararı oluşturması zorunludur. Bu kararda keşif giderlerinin, keşif giderini yatıracak tarafın ve bunun için gerekli önel ve/veya kesin önelin avukatla kendini temsil ettirmeyen taraf keşif istemişse, kesin önel içinde giderleri yatırmamanın sonuçlarının açıklıkla anlatılması; tanık dinlenip, bilirkişi incelemesi yapılacak ise, bu hususun ve keşif günü ile saatinin belirtilmesi; bunun doğal sonucu olarak; hakim, katip ve götürülecekse mübaşir için
yol tazminatının (492 sayılı Harçlar Kanunu md. 34); keşif isteyen taraftan keşif aracını bizzat sağlaması istenemeyeceğinden; mahkeme, yapacağı işe, süresine ve gideceği yere göre gerekli gördüğü aracı kendisi belirleyip, temin edeceğinden, araç için ödenecek para miktarının; keşifte dinlenecek bilirkişi ve tanıkların isimlerinin ve ücretlerinin; bilirkişi ve tanıklarla, gerekiyorsa taraflara keşif gününün haber verilebilmesi için gönderilecek davetiye giderlerinin gösterilmesi yanında; yatırılacak avansın tutarı ile yatıracak tarafın ekonomik gücü, keşif tarihi ve tebligatların ulaşması için geçecek süre gözetilerek keşif gününden önceye rastlayan bir tarihin belirlenmesi ve bunda Tebligat Kanunu ile Tebligat Tüzüğünün gözönünde tutulması zorunludur.
Anılan hususları kapsamayan ve belirlenecek bir miktarın keşif gününe kadar yatırılması biçiminde kurulacak ara kararı ve buna dayalı olarak verilecek önel ve kesin önelin uygulamada H.U.M.K.’nun 414 ve 163. maddeleri açısından bir sonuç doğurması olanağı bulunmamaktadır (H.G.K. 26.02.1975 T. 1972/1-1273 E. 1975/258 K; H.G.K. 18.02.1983 t, 1980/1-1284 E. 1983/141 K. H.G.K. 30.12.1992 t. 1992/16-666 E., 1992/769 K.; 20.H.D. 14.12.1992 t, 1992/16198-7040).
Öte yandan, bu koşulların tam olarak yerine getirilmemesi, keşif giderlerine itiraz hakkı olan gider yükümlüsünün bu hakkını kullanmasına da engel oluşturur.
Kadastro mahkemelerinde belirtilen genel hükümler, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 29’ncı maddesi kıyas yoluyla, aynı Kanunun 36 ncı maddesine göre işlem yapılması hallerinde de aynen uygulanır.
Yukarıda açıklanan kanun ve yerleşmiş Yargıtay uygulamasına aykırı olarak kurulan ara kararları sonucu verilen kesin mehile dayanılarak, keşif giderlerinin kanunî sürede yatırılmadığından söz edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dahili davacıların ve davalı … Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/10/2013 günü oy birliği ile karar verildi.