Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/4664 E. 2013/8251 K. 23.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4664
KARAR NO : 2013/8251
KARAR TARİHİ : 23.09.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi ve davalılardan …, …, …, …, … ile … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında … Köyü, 156 ada 82, 86, 87, 89, 91, 92, 95, 97, 98, 99, 104, 112, 116, 117, 118 ve 120 parsel sayılı taşınmazlardan; 156 ada 82 parsel; 978,57 m² yüzölçümü ve fındık bahçesi niteliğiyle …. adına; 156 ada 86 parsel; 2243,89 m² yüzölçümü ve fındık bahçesi niteliğiyle … adına; 156 ada 87 parsel; 771,07 m² yüzölçümü ve fındık bahçesi niteliğiyle … adına; 156 ada 89 parsel; 1574,29 m² yüzölçümü ve fındık bahçesi niteliğiyle … adına; 156 ada 91 parsel; 1804,00 m² yüzölçümü ve fındık bahçesi niteliğiyle … adına; 156 ada 92 parsel; 2382,35 m² yüzölçümü ve fındık bahçesi niteliğiyle …. adına; 156 ada 95 parsel; 6586,62 m² yüzölçümü ve ağaçlık niteliğiyle … adına; 156 ada 97 parsel; 2407,39 m² yüzölçümü ve fındık bahçesi niteliğiyle…. adına; 156 ada 98 parsel; 2139,25 m² yüzölçümü ve fındık bahçesi niteliğiyle … adına; 156 ada 99 parsel; 1950,35 m² yüzölçümü ve fındık bahçesi niteliğiyle … adına; 156 ada 104 parsel; 2290,05 m² yüzölçümü ve fındık bahçesi Niteliğiyle…adına; 156 ada 112 parsel; 930,88 m² yüzölçümü ve ağaçlık niteliğiyle … adına; 156 ada 116 parsel; 254,30 m² yüzölçümü ve fındık bahçesi niteliğiyle …. adına; 156 ada 117 parsel; 245,52 m² yüzölçümü ve fındık bahçesi niteliğiyle … adına; 156 ada 118 parsel; 1025,84 m² yüzölçümü ve fındık bahçesi niteliğiyle … adına; 156 ada 120 parsel; 2476,84 m² yüzölçümü ve fındık bahçesi niteliğiyle … adına olmak üzere, 156 ada 120 parsel sayılı taşınmaz haricindeki dava konusu tüm parseller K. Sani 1323 tarih 18 numaralı sicilden gelen, Nisan 1934 tarih 25 sıra numaralı tapu kaydı ve bu kaydın diğer tedavüllerine dayanılarak, 156 ada 120 parsel ise, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak tespit edilmişlerdir.
Davacı … Yönetimi vekili, dava konusu tüm taşınmazlar hakkında taşınmazların orman sayılan yerlerden oldukları iddiasıyla her bir parsel yönünden ayrı ayrı dava açmıştır.
Müdahil … 18.09.2006 tarihli dilekçesiyle, 156 ada 89 sayılı parselin kadastro sırasında hatalı olarak … adına tespit edildiği, taşınmazın kendisine ait olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır.
Mahkemece, 156 ada 82 sayılı parsel yönünden yapılan yargılamada, davacı … Yönetiminin davasının reddine ve dava konusu 156 ada 82 sayılı parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş; davacı … Yönetiminin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08.10.2009 tarih ve 2009/11336-14388 sayılı kararı ile bu hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, 156 ada 87, 89, 112 ve 116 sayılı parseller yönünden yapılan yargılamada; davacı … Yönetiminin davasının kısmen kabulüne ve dava konusu 156 ada 112 sayılı parselin orman niteliğiyle Hazine adına, 156 ada 87, 89 ve 116 sayılı parsellerin tespit gibi davalı … kişi adına tescillerine karar verilmiş, davacı … Yönetimi ile davalı … kişilerin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27.12.2007 tarih ve 2007/14759-16994 sayılı kararı ile bu hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, 156 ada 86 ve 104 sayılı parseller yönünden yapılan yargılamada, davacı … Yönetiminin davasının reddine ve dava konusu 156 ada 86 ve 104 sayılı parsellerin tespit gibi tescillerine karar verilmiş; davacı … Yönetiminin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06.12.2007 tarih ve 2007/11844-15860 sayılı kararı ile bu hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, 156 ada 91-95 ve 118 sayılı parseller yönünden yapılan yargılamada; “davacı … Yönetiminin davasının kısmen kabulüne ve dava konusu 156 ada 91 ve 95 sayılı parsellerin orman niteliğiyle Hazine adına, 156 ada 118 sayılı parselin tespit gibi davalı … kişi adına tescillerine” karar verilmiş, davacı … Yönetimi ile davalı … kişinin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27.12.2007 tarih ve 2007/14762-16995 sayılı kararı ile bu hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, 156 ada 92 sayılı parsel yönünden yapılan yargılamada, davacı … Yönetiminin davasının reddine ve dava konusu 156 ada 92 sayılı parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş; davacı … Yönetiminin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11.10.2007 tarih ve 2007/9887-12270 sayılı kararı ile bu hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, 156 ada 97 sayılı parsel yönünden yapılan yargılamada, davacı … Yönetiminin davasının reddine ve dava konusu 156 ada 97 sayılı parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş; davacı … Yönetiminin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25.09.2008 tarih ve 2008/8038-11907 sayılı kararı ile bu hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, 156 ada 98 ve 99 sayılı parseller yönünden yapılan yargılamada, davacı … Yönetiminin davasının reddine ve dava konusu 156 ada 98 ve 99 sayılı parsellerin tespit gibi tescillerine karar verilmiş; davacı … Yönetiminin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20.03.2008 tarih ve 2007/17115 – 2008/4309 sayılı kararı ile bu hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, 156 ada 117 sayılı parsel yönünden yapılan yargılamada; davacı … Yönetiminin davasının reddine ve dava konusu 156 ada 117 sayılı parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş; davacı … Yönetiminin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25.09.2008 tarih ve 2008/8037-11906 sayılı kararı ile bu hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, 156 ada 120 sayılı parsel yönünden yapılan yargılamada, davacı … Yönetiminin davasının reddine ve dava konusu 156 ada 120 sayılı parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş; davacı … Yönetiminin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27.12.2007 tarih ve 2007/14767-16997 sayılı kararı ile bu hüküm bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bütün bozma kararlarında özetle; “Hükme dayanak bilirkişi raporlarının çelişkili ve yetersiz olduğu, aynı gün Dairede temyiz incelemesi yapılan ve birbirine bitişik ya da yakın bölgedeki taşınmazlar hakkında, Orman Yönetimi tarafından gerçek kişiler aleyhine orman iddiası ile açılan kadastro tesbitine itiraz davalarına ilişkin dava dosyalarında; birkaç dönüm yüzölçümündeki değişir sınırlı tapu kayıtları dayanak gösterilerek kayıt miktarından çok fazla miktarın gerçek kişiler adına tesbit tutanaklarının düzenlendiğini ve in, kah gibi değişebilir nitelikte sınır içeren 1, 2, 4 dönüm yüzölçümündeki eski tarihli tapu kayıtlarının bu taşınmazları ne şekilde kapsadığı, taşınmazların tapu kayıtlarının yüzölçümü ile kapsadığı alanlar içinde kalıp kalmadıkları irdelenmediği ve mahkemece tüm bu çelişki ve yetersizlikler üzerinde durulmadığı belirtilerek, aynı tapu kaydının revizyon gördüğü parsellere ilişkin derdest davalar birleştirilmesi, ya da birleştirme olanağı yok ise, dosyalardan birisi kılavuz dosya seçilerek usûlüne uygun bir şekilde orman araştırması yapılması ve dayanak tapu kaydı değişebilir sınırları içerdiğinden, yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3. maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı ve çekişmeli
parsellerin, bu tapu kaydının yüzölçümü ile geçerli kapsamı içinde kalıp kalmadıkları tereddüte yer bırakmayacak biçimde saptanması, asıl taşınmazın kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılarak kazanılıp kazanılmadığı, taşınmazların orman içi açıklığı olup olmadığı üzerinde durulması ve tüm deliller birlikte değerlendirip oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, H.M.K.’nun 166. maddesi gereğince davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda; davacı … Yönetimi ile müdahil …’ın davalarının kısmen kabulüne ve dava konusu Kazancılı Köyü, 156 ada 82, 86, 87, 97, 117 ve 118 parsel sayılı taşınmazların tamamen, 156 ada 89 parselin krokide (A1) ile gösterilen 1394,93 m²; 156 ada 91 parselin krokide (A1 ve B2) ile gösterilen sırasıyla 332,15 m² ve 459,19 m²; 156 ada 95 parselin krokide (B1) ile gösterilen 3457,21 m²; 156 ada 98 parselin krokide (A2) ile gösterilen 465,75 m²; 156 ada 99 parselin krokide (A2) ile gösterilen 1218,88 m²; 156 ada 104 parselin krokide 700,86 m²; 156 ada 112 parselin krokide (B1 ve B3) ile gösterilen sırasıyla 288,76 m² ve 257,88 m²; 156 ada 116 parselin krokide (A1) ile gösterilen 136,99 m² ve 156 ada 120 parselin krokide (B2) rumuzu ile gösterilen 371,85 m² yüzölçümündeki bölümlerinin orman niteliğiyle Hazine adına, 156 ada 92 sayılı parselin tamamıyla, 156 ada 91 sayılı parselin krokide (A2 ve B1) ile gösterilen sırasıyla 369,70 m² ve 642,96 m² yüzölçümündeki; 156 ada 95 sayılı parselin krokide (B2) ile gösterilen 3129,41 m² yüzölçümündeki; 156 ada 98 sayılı parselin krokide (A1) ile gösterilen 1673,50 m² yüzölçümündeki; 156 ada 99 sayılı parselin krokide (A1) ile gösterilen 731,47 m² yüzölçümündeki; 156 ada 104 sayılı parselin krokide (A1) ile gösterilen 1589,19 m² yüzölçümündeki, 156 ada 112 sayılı parselin krokide (B2) ile gösterilen 384,24 m² yüzölçümündeki; 156 ada 116 sayılı parselin (A2) ile gösterilen 117,31 m² yüzölçümündeki ve 156 ada 120 sayılı parselin krokide (A ve B1) ile gösterilen sırasıyla 1021,38 m² ve 1083,62 m² yüzölçümündeki bölümlerinin fındık bahçesi niteliğiyle tespit malikleri ve tespit maliklerinin mirasçıları adlarına; 156 ada 89 sayılı parselin krokide (A2) ile gösterilen 179,36 m² yüzölçümündeki bölümünün ise, müdahil … adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi tarafından redde konu taşınmazlar yönünden, davalılardan, …, …, …, …, … ve … tarafından ise, 156 ada 86, 89, 91, 95, 97, 104, 112, 116, 117 ve 118 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece, davacı … Yönetiminin davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki, hükme dayanak alınan raporu hazırlayan 3 kişilik orman bilirkişi kurulu, memleket haritasının hatalı boyandığını ve raporlarını hava fotoğrafını esas alarak verdiklerini beyan etmiş iseler de, raporlarına ekli aplikeli hava fotoğrafları ile bilirkişilerin beyanları birbiriyle örtüşmemektedir. Örneğin 89 parselin krokide (A1) ile gösterilen bölümü orman sayılan, aynı taşınmazın krokide (A2) ile gösterilen bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu, yine 95 parselin krokide (B1) ile gösterilen bölümünün orman sayılan, (B2) ile gösterilen bölümünün ise orman sayılmayan yerlerden oldukları bilirkişi kurulunca ifade edilmiştir. Ancak, bilirkişiler, değerlendirmelerine hava fotoğraflarını esas aldıklarını beyan etmelerine rağmen, raporlarına ekli aplikeli gösterimde sözü edilen taşınmazların bilirkişi beyanına göre orman sayılan ve sayılmayan bölümleri aynı görünümde görülmektedir. Eylemli duruma ilişkin de, taşınmazların fındık ağaçları ile örtülü olduğu ifade edilmiştir. Bu verilere göre, bilirkişilerin yaptıkları uygulama denetlenememekte, bilirkişilerin hangi kriterlere göre, taşınmazların orman sayılan veya
sayılmayan yer olduklarını beyan ettikleri anlaşılamamaktadır. Bundan başka, orman bilirkişi kurulu tarafından temyize konu 86, 87, 89, 91, 92, 95, 97, 98, 99, 118, 120 sayılı parseller fındık dikili, 112, 116, 117 sayılı parseller kısmen fındık dikili, kısmen kızılağaçlarla örtülü, 104 parsel ise kısmen fındık dikili, kısmen de kayın, kızılağaç ve gürgen ağaçları ile örtülü bulunduğu ifade edilmiş, ancak; kısmen orman ağaçları bulunduğunu ifade ettikleri taşınmazlarda bulunan orman ağaçlarının dağınık mı yoksa, toplu mu, toplu ise hangi bölüm veya bölümlerde oldukları ağaçların sayısı, yaşı, kapalılık oranları açıklanmamıştır. Yine ziraatçı bilirkişinin, fındık ocaklarındaki kök durumu ve gençleştirme faaliyetleri ile taşınmazların toprak yapıları incelendiğinde dava konusu parsellerde ortalama 30 ilâ 55 yıldır fındık tarımı yapıldığı yönündeki beyanı dikkate alındığında dava konusu taşınmazları kapsayan hava fotoğraflarında görülen kapalılığın fındık veya meyve ağaçlarından mı, yoksa orman bitki örtüsünden mi kaynaklandığı denetime olanak verecek şekilde açıklanmamıştır. Ayrıca; dava konusu taşınmazlara komşu pek çok taşınmaza yönelik olarak da, Orman Yönetimi tarafından eldeki bu dava gibi orman iddiasıyla dava açıldığı ve açılan davalar neticesinde komşu parsellerin bir bölümü hükmen orman ve hükmen gerçek kişiler adına tescil edildiği halde, hükme dayanak raporda hükmen orman yapılan taşınmazlar ile birlikte dava konu konusu taşınmazların orman içi açıklık niteliğinde olup olmadıkları ve hava fotoğraflarına göre aynı nitelikte bulunan bitişik parsellerle ilgili dosyalarda taşınmazların hükümle gerçek kişiler adına tescil edilmesinin neden kaynaklandığı ve hava fotoğraflarında aynı nitelikte görülen taşınmazlar ile ilgili olarak komşu parseller hakkında hükme dayanak yapılan raporları veren bilirkişiler ile eldeki bu davada sunulan rapor arasındaki çelişkilerin nedenleri de tartışılıp değerlendirilmemiştir. (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminde (UYAP) yapılan sorgulama ile dava konusu bazı taşınmazlara bitişik olan 156 ada 83, 84, 85, 100 ve 115 parsel sayılı taşınmazların hükümle gerçek kişiler adına tapuya tescil edildikleri ve Dairece bu kararların onandığı anlaşılmıştır. Mahkemenin sırasıyla 2007/20 E; 2007/16 E; 2011/28 E; 2007/13 E ve 2007/19 E, sayılı dosyaları; Dairenin sırasıyla, 2011/676 E; 2011/671 E; 2012/9060 E; 2011/677 E ve 2011/661 sayılı dosyaları)
Bu nedenlerle, hükme dayanak yapılan bilirkişiler tarafından hazırlanan rapor çekişmeli taşınmazların öncesini ve şimdiki niteliklerini belirlemeye olanak vermediği gibi bilirkişilerce ulaşılan sonuçlar, hem hava fotoğrafları ile birebir örtüşmemekte, hem de, dava konusu taşınmazlara bitişik komşu parseller hakkında hükme dayanak alınan bilirkişi raporları ile de çelişiktir. Bilirkişilerin yargı denetimine olanak vermeyen raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde; mahkemece, en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ilgili yerlerden getirtildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir ziraat mühendisi, bir harita mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, getirtilen belgeler çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; eğim ölçer aletler (klizimetre) kullanılıp, münhanili kadastro paftasından, memleket haritası, halihazır harita ve topoğrafik haritalardan da yararlanılmak suretiyle taşınmazların gerçek eğimi belirlenmeli, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, memleket haritasındaki rumuzların fındık veya meyve ya da orman ağaçlarını simgeleyip simgelemediği belirlenmeli ve taşınmazların 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ve bir sayfalık çalışma tutanağı ile ekindeki uygulanabilir nitelikte olmayan haritadan ibaret çalışma, orman kadastro faaliyeti olarak kabul edilemeyeceği gibi, bir an için orman kadastrosu kabul edilse dahi işlem kesinleşmediğinden, yukarıda değinilen belgeler Harita ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeğinin de memleket haritası ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ve üzerinde bulunan semboller farklı bir kalemle halka içine alınıp, kenara bir ok çıkarılmak ve anlamı açıklanmak suretiyle gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, yine keşif sırasında çekişmeli taşınmazlar hâkim tarafından gözlemlenmeli, taşınmazların üzerinde neler bulunduğu (bitki örtüsü, ağaçların cinsi, sayısı vb.) ayrıntılı olarak keşif tutanağına yazılmalı, çekişmeli taşınmazlar üzerinde bulunan bütün ağaçların dağılımları, sayıları ve yaşlarının ne olduğu yönünde ziraat bilirkişiden rapor alınmalı, yine bilirkişilerden, çekişmeli taşınmazlara komşu olan taşınmazlardan, hükmen orman niteliğiyle ve hükmen gerçek kişiler adına tapuya tescil edilen taşınmazlar, ilgili mahkeme kararlarının esas numaraları ile birlikte hükmen oluşan nitelikleri kroki üzerine yazılmak suretiyle, yargı denetime olanak verecek şekilde çekişmeli taşınmazların 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklığı niteliğinde olup olmadıkları yönündeki değerlendirmeyi içerir ve bilirkişiler yapacakları uygulama sonunda, bozmadan önceki raporlardan farklı sonuçlara ulaşmaları halinde, önceki raporlar ile sunacakları rapor arasındaki çelişkilerin nedenlerini de açıklayacak ve hava fotoğraflarına göre aynı nitelikte bulunan bitişik parsellerle ilgili dosyalarda taşınmazların hükümle gerçek kişiler adına tescil edilmesinin neden kaynaklandığı ve hava fotoğraflarında aynı nitelikte görülen taşınmazlar ile ilgili olarak komşu parseller hakkında hükme dayanak yapılan raporları veren bilirkişiler ile sunacakları rapor arasında çelişki doğması halinde, bu çelişkilerin nedenlerinin tartışılıp değerlendirmeyi içerir şekilde rapor alınmalıdır. Bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek ve temyiz edenin sıfatına göre, usûlî kazanılmış haklar da gözetilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı … Yönetimi ile bir kısım davalı … kişilerin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 23/09/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.