Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/4616 E. 2014/307 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4616
KARAR NO : 2014/307
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

MAHKEMESİ : Ortaca(Kapatılan) Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 30/11/2012
NUMARASI : 2012/17 – 2012/28

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi müdahil Orman Yönetimi, davalılar Hazine ile O.. T.. ve arkadaşları tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında K.. K.., 295 ada 15, 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazlar, kesinleşen 2/B madde uygulaması nedeniyle tutanağın beyanlar hanesinde “15 sayılı parselin C.. T.., 17 parselin İ.. E..’ın ve 18 parselin A.. R..Ş… vd. zilyetliğinde olduğu” şerhi de verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı, taşınmazların kendi zilyetliğinde olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Orman Yönetimi dava konusu 295 ada 17 ve 18 sayılı parsellerin eylemli orman olduğunu ileri sürerek, davaya müdahil olmuştur. Davacı O.. K.., davadan feragat etmiştir.
Mahkemece, O.. K..’nın davasının feragat nedeniyle reddine, Orman Yönetiminin davasının kabulüne karar verilmiş, hüküm Hazine, Orman Yönetimi ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 2/B madde uygulaması nedeniyle Hazine adına tesbiti yapılan taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1941 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1981 yılında yapılıp 1982 yılında kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 1989 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece, dava konusu 295 ada 17 ve 18 sayılı parsellerin eylemli orman olduğu gerekçesiyle müdahil Orman Yönetiminin davasının kabulüne karar verilmiş ise de, davacı O.. K..; 24.11.2011 tarihinde davadan feragat etmiş, Orman Yönetimi ise, feragattan sonra 7.3.2012 tarihinde davaya müdahil olmuştur. HMK’nın 307. maddesine göre, “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” 311. maddesine göre de; “Feragat ve kabul, kati bir hükmün hukukî neticelerini hasıl eder” denilmektedir. Bu düzenlemelere göre dava konusu taşınmazlar hakkındaki dava, davacının feragati ile sona ermiştir. Davaya müdahale ise, ancak, devam eden davalar için mümkündür. Feragattan sonra davaya müdahale mümkün değildir. Bu nedenle, mahkemenin feragat nedeniyle davanın reddine karar vermesi gerekirken, geçerli bir müdahalesi olmayan Orman Yönetiminin davasının kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Kabule göre de, kadastro hâkiminin doğru sicil oluşturma görevi bulunmasına rağmen, taşınmazlar hakkında sicil oluşturulmaması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna aykırı olan hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.