Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/4379 E. 2013/8224 K. 23.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4379
KARAR NO : 2013/8224
KARAR TARİHİ : 23.09.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

10.04.2008 tarihinde yapılan kadastro sırasında … Köyü 126 ada 2 parsel sayılı 3.633,26 m² yüzölçümündeki taşınmaz, …’in zilyetliğinde olduğundan ve taşınmaz hakkında kadastro mahkemesinde 2008/3 Esas sayılı dava dosyası bulunduğundan söz edilerek tutanak aslı, cinsi ve malik hanesi açık olarak kadastro mahkemesine gönderilmek üzere 3402 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca tespit edilmiştir.
Davacı … Yönetimi 25.02.2008 tarihli dilekçe ile; Hazineyi taraf göstererek dava dilekçesine ekli krokide işaretlenen taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla ve orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmesi istemiyle kadastro mahkemesinde 2008/3 Esas sayılı davayı açmıştır.
Mahkemece, dava edilen tüm taşınmazların tutanak asılları, orman kadastrosuna itiraz dosyası ile birleştirilip taşınmazların zilyetleri davaya dahil edilmiştir. Daha sonra çekişmeli taşınmaza ilişkin dava ayrılarak Salıpazarı Kadastro Mahkemesinin 2009/55 E. sırasına kayıt edildikten sonra davanın reddine, dava konusu taşınmazın tarla niteliği ile davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı … Yönetimi ve davalılardan Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16/05/2012 gün ve 2012/5317 – 7449 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Asıl dosyada Hazine taraf olarak gösterildiğinden, ayrılan dosyada Hazineye dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilip, delil ve belgeleri istenerek yargılama yapılıp sonuçlandırılması gerekirken, yokluğunda yargılama yapılıp eksik inceleme ile yazılı şekilde aleyhinde sonuçlandırılmasının doğru olmadığı, somut uyuşmazlıkta; çekişmeli taşınmazın malik hanesi açık olup mahkemece 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi uyarınca gerçek hak sahibi re’sen belirlenerek davada taraf olmayanlar adına dahi tescile karar verilebileceği, hal böyle olunca çekişmeli taşınmaz ile komşularının dört tarafı devlet ormanı ile çevrili olup, davalı …’in tapu kaydına dayanmadığı, çekişmeli taşınmazın, orman bütünlüğü içinde bulunduğu ve 6831 sayılı Kanunun 17/2 maddesi uyarınca orman içi açıklığı niteliğinde olduğu, gerek 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse 25.06.1970 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 31.05.1970 gün ve 531 sıra no’lu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 25.07.1974 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde “… 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaçcık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılacağının” öngörüldüğü, 6831 sayılı Kanunun 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin verilmediği, 6831 sayılı Kanunun
17/1-2. maddesi gereğince hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamayacağı, bu tür yerlerin özel mülk olamayacağı, yönetimin derhal el koyma hakkına sahip olduğu, ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğunun olmadığı, zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazların, 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılacağı, 17. maddede tanımı yapılan olgunun, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca “hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıkların kazanılamayacağı ilkesini içerdiğini ve amacının orman bütünlüğünü korumak olduğu”, bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerektiği, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunun kapandığı, bu itibarla, temyize konu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesinin bu olguyu değiştirmeyeceği, etrafı ormanla çevrili olan taşınmazların, özel mülke dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı, Dairemizin bu yoldaki kararlarının Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca da benimsendiği ve yerleşik kararlar halini aldığı, ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanların, Kanun gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılmasının öngörüldüğü, bu tür yerlerin zilyetlik yolu ile kazanılamayacağı ve özel mülk olarak tescil edilemeyeceğini, mahkemece değinilen yönler gözetilerek davacı … Yönetiminin davasının kabulüyle 126 ada 2 sayılı taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi] gereğine değinilmiştir.
Salıpazarı Kadastro Mahkemesinin kapanması üzerine dosya…. Kadastro Mahkemesine devrolunmuş, mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra; davacı … Yönetiminin davasının kabulü ile 126 ada 2 parsel sayılı taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesine göre yapılıp kesinleşmeyen orman kadastrosu vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 23/09/2013 günü oy birliği ile karar verildi.