Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/4326 E. 2013/9204 K. 21.10.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4326
KARAR NO : 2013/9204
KARAR TARİHİ : 21.10.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında …Mevkii 133 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı sırasıyla 12597,58 m2, 19082,84 m2 ve 31686,81 m2 yüzölçümündeki taşınmazlardan 1 numaralı parsel verasette iştirak olarak … ve çocukları, 2 numaralı parselin paylı olarak …, … ve …, 3 numaralı parsel ise … adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazların orman içi açıklık olduğunu ileri sürerek, özel mülkiyete konu teşkil edemeyeceği, tesbitlerinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, taşınmazların orman kadastrosu sınırları dışında olduğu ve orman bütünlüğünü bozmadığı gerekçesiyle davanın REDDİNE ve dava konusu parsellerin tesbit gibi tesciline karar verilmiş, davacı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27.01.2011 gün ve 2010/17056 – 2011/948 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ” Mahkemece, yeniden yapılacak inceleme ve keşifte kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazların tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli, çekişmeli parsellerin orman sınırı içinde kalan bölümleri için davanın kabulüne ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmelidir. Yapılan incelemede çekişmeli parsellerin orman sınırları dışında kalan bölümleri yönünden, orman içi açıklığı olup olmadığı, davalılar yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmalıdır. Taşınmazların öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddesi gereğince tüm araştırmalar yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davacının davasının reddine,
Dava konusu … Köyü …Mevkiinde kain 133 ada 3 parsel sayılı taşınmazın … Sulh Hukuk Mahkemesinin 01.12.2008 tarihli 2008/476 Esas – 506 K. sayılı veraset ilâmındaki paylar oranında dahili davalılar adına, aynı yer 133 ada 2 parsel sayılı taşınmazın veraseten iştirakli olarak davalılar Yahya kızı …, … oğlu … ve … kızı … adına ve 133 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tesbit gibi tesbitte belirlenen davalılar adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1968 yılında seri usûlle Beydağı Devlet Ormanında yapılıp, dava tarihinden önce kesinleşmiş olan orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, mahkemece yapılan keşifte dinlenilen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ve keşif sonucu alınan ziraat bilirkişi raporuna göre, dava konusu taşınmazlardan 133 ada 1 nolu parselin 10-15 yıldır, 133 ada 2 ve 3 nolu parsellerin ise 30-40 yıldır işlenmediği, davalılar tarafından sadece hayvan otlatılarak kullanıldığı, başkaca bir kullanımlarının olmadığı, taşınmazların yabani armut olan ahlat ve seyrek meşe ağaçları ile kaplı otlak niteliğinde oldukları anlaşılmıştır. Hayvan otlatılarak kullanma ekonomik amaca uygun bir kullanma kabul edilemeyeceğinden, davalılar lehine 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17.maddelerindeki zilyetlikle taşınmaz edinme koşulları oluşmadığı anlaşıldığından, Hazinenin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 21/10/2013 günü oy birliği ile karar verildi.