Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/3997 E. 2013/8473 K. 26.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3997
KARAR NO : 2013/8473
KARAR TARİHİ : 26.09.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili 28/06/2012 tarihli dava dilekçesi ile dava konusu … Köyü V nolu 2/B parselinin kadastro çalışmaları sonucu 6831 sayılı Orman Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi gereğince Maliye Hazinesi adına orman sınırları dışına çıkarıldığını, ancak V nolu parselin kısmen eylemli orman vasfında olup, orman özelliğini kaybetmediğini ileri sürerek, dava konusu V nolu parselin kısmen 2/B vasfının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile …. Köyünde kain 102 ada 115 nolu parsel olan, 08.10.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 11980,29 m2 yüzölçümünde olan V nolu 2/B parselinin, Orman Kanununun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılma işleminin iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı … ve Su İşleri Bakanlığı ve Hazine vekili tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B uygulamasına itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosu, 12.05.2007 – 11.06.2007 tarihleri arasına ilân edilerek kesinleşmiş, daha sonra 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmaları ise 30.05.2012 tarihinde ilân edilmiş ve dava konusu V nolu parsel Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır.
Mahkemece dava konusu taşınmazın …. Kadastro Mahkemesinin 2007/430 E. – 2008/42 K. sayılı dava dosyasında 2008 yılında yapılan keşif sonucu düzenlenen orman bilirkişi raporunda orman toprağının ayrıntılı olarak incelendiği, taşınmazın tamamında orman ağaçlarının bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; hükme esas alınan; …. Kadastro Mahkemesinin 2007/430 E. – 2008/42 K. sayılı dava dosyasında Orman Yönetimi tarafından davalı …’a karşı kadastro tesbitine itiraz davası açılmış ve dava konusu 102 ada 115 parsel sayılı taşınmazın orman vasfında olduğu ileri sürülmüştür. Mahkemece yapılan inceleme sonucu Orman Yönetiminin davasının kabulü ile dava konusu taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline ve taşınmazda bulunan kiraz fidanlarının davalı … tarafından dikilmiş olması nedeniyle bu muhdesatların davalı ….’a ait olduğunun tutanağın beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş ise de temyize konu dosyada, adına muhdesutın aidiyeti karar verilen …davaya dahil edilmeden karar verilmiştir. Ayrıca, mahkemece; temyize konu dosyada yapılan keşif sonucu düzenlenen orman bilirkişi raporu ile dava konusu taşınmazın 1981 yılından önce orman niteliğini kaybedip kaybetmediği hususunda yeterli araştırma yapılmamış, yalnızca 1970 yılı hava fotoğrafından yapılan amenanjman planında dava konusu taşınmazın tarım alanında kaldığı ve keşif anında üzerinde eylemli orman bulunmadığı belirtilmiştir. Oysa ki; dava, Orman Yönetimi tarafından açılmış olan 2/B uygulamasına itiraz davası olduğuna göre, mahkemece yapılacak iş: dava konusu taşınmazın 1981 yılından önce orman niteliğini kaybedip kaybetmediği hususudur. Mahkemece bu nitelikte bir araştırma yapılmamıştır,
Bundan başka; hükme esas alınan… Kadastro Mahkemesinin 2007/430 E. – 2008/42 K. sayılı dava dosyasının orman bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın hem evveliyatı itabiriyle hem de eylemli hali itibariyle orman sayılan yerlerden ve orman bütünlüğü içerisinde olduğu belirtilmesine rağmen, temyize konu dosyada alınan orman bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın üzerinde eylemli orman bulunmadığı ve 1970 yılında düzenlenen amenanjman planında tarla halinde göründüğü, sonuç itibariyle dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında kalan yerlerden olduğu belirtilmiş, mahkemece bu iki rapor arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulmuştur.
O halde, mahkemece; muhdesat sahibi davalı … davaya dahil edilmeli ve 1980’li yıllara ait memleket haritası ve hava fotoğrafları dosya içerisine getirtildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman üç orman bilirkişi, bir ziraat bilirkişi ve bir fen elemanı eşliğinde yapılacak keşif ile dava konusu taşınmazın orman bütünlüğünü bozmama, su ve toprak rejimine ve çevresindeki ekosistemlerinin tüm öğeleriyle kendisini yenileyebilme gücüne zarar vermeme, ormancılık çalışmalarının etkenlik, verimlilik ve karlılık düzeylerini düşürmeme, taşınmaz üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşüp dönüşemeyeceği gibi koşulları saptanmalı, dava konusu taşınmazın hangi doğal olaylar ve eylemler sonucu bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybettiği ya da kaybetmediği incelenerek bu olgular tartışılmalı ve taşınmazın hangi maddî ve bilimsel olgular sonucu nitelik kaybettiği ve taşınmazın üzerindeki bitki örtüsü, ağaçların sayısı ve yaşları kesin olarak saptanmalı, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile temyize konu dosyada alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin de giderilmesi sağlanmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … ve Su İşleri Bakanlığı ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 26/09/2013 günü oy birliği ile karar verildi.