Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/3688 E. 2013/7935 K. 16.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3688
KARAR NO : 2013/7935
KARAR TARİHİ : 16.09.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Orman Yönetimi, … KTK. ve ….Belediyesi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, Kadastro Mahkemesine verdiği 19.11.1992 günlü dava dilekçesiyle; köylerinin mülki sınırı içerisinde bulunan ve yararlanma hakkı kendilerine ait olan orman niteliğindeki yerin 1977 yılında başlanılarak 1987’de tamamlanan orman tahdit çalışmalarında davalı … sınırı içerisine alındığı, tutanakların köylerinde ilân edilmemesi nedeniyle kesinleşmiş sayılamayacağını ileri sürerek, orman tahdit sınırının köy hudutnamesine uygun biçimde düzeltilmesini istemiş, … Köyü; dava konusu sınırların müşterek hudutları olduğunu belirterek 16.02.1993 günlü dilekçeyle davaya katılmıştır. Mahkemece; altı aylık hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı köy tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 1993/12134-1994/4051 sayılı 12.04.1994 günlü kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “davanın 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinde öngörülen orman tahdidine itiraz davası olmayıp, genel mahkemelerin görevi içerisinde bulunan ormandan yararlanma hakkına ilişkin muaraza ve müdahalenin men’i davası olduğu, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Bozma kararına uyulduktan sonra dosya görevsizlik kararıyla asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne ve 02.06.2010 günlü fen bilirkişi raporlarında kırmızı çizgi içerisinde siyah kalem ile taralı olarak gösterilen alana davalı … Köyünün elatmasının önlenmesi suretiyle taraflar arasındaki muarazanın önlenmesine karar verilmiş, hüküm, davalılar Orman Yönetimi, … Köyü ve … Beldesi Belediye Başkanlığı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2011/6922-7144 sayılı 09.06.2011 günlü kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, fen bilirkişilerin düzenlediği 02.06.2010 tarihli rapor ekindeki krokide kırmızı çizgi içerisinde siyah kalem ile taralı olarak gösterdikleri alana davacı – davalı … Köyünün müdahalesinin menine ve bu suretle davalılar arasındaki muarazanın önlenmesine karar verilmişse de, dava konusu orman alanına yönelik Orman Yönetimi tarafından davalı köylere üretim işi verilip verilmediği ve davalı köylere üretim işini yerine getirip getirmedikleri saptanmadan, bir başka anlatımla Orman Yönetiminin yarattığı ileri sürülen muaraza ile davalı köyün elatması belirlenmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Bu nedenlerle; davacı köyden dava konusu orman alanı ile ilgi davalı köylerin nasıl bir elatmasının olduğu, Orman Yönetimi tarafından nasıl bir muaraza çıkarıldığına ilişkin delilleri sorulmalı, ilgili orman işletme şefliğinden dava tarihi olan 19.11.1992 tarihinden önce dava konusu alanla ilgili davacı ve davalı köylere üretim işi verilip verilmediği sorulmalı; varsa ilgili tüm dosya, yazı, belge ve haritalar ile tebligatlar istenmeli; bundan sonra bir orman mühendisi ve bir fen elamanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte uygulanarak, dava konusu alanla ilgili davacı ve davalı köylere üretim işi verilip verilmediği saptanmalı; uygulama bilirkişiler tarafından düzenlenecek haritalarda gösterilmeli; ormandan yararlanma hakkını
düzenleyen 6831 sayılı Kanunun 26 ilâ 40. maddelerine göre değerlendirme yapılmalı, Devlet Ormanlarının korunması ve işletmesi görevinin Orman Yönetimine ait olduğu, ormanlar üzerinde başkaca kişi ve kurumların tasarruf yetkisinin bulunmadığı gözetilmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmeli,
Ayrıca; davacı köy tüzel kişiliği tarafından davalı … Beldesi Belediye Başkanlığı aleyhine açılan dava hakkında bir karar verilmesi”gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, …Köyü Tüzel Kişiliğinin dava harcı yatırmadan müdahillik dilekçesi verdiği H.U.M.K. ve HMK. kapsamında bu müdahalenin fer’i müdahale olarak kabul edilmesinin gerektiği sonucuna varıldığından, … hakkında bir karar verilmemiş, davacı … Kişiliğinin açmış olduğu davanın kabulü ile, Fen Bilirkişileri … ve …’nin 02/06/2010 tarihli bilirkişi raporlarından kırmızı çizgi içerisinde siyah kalem ile taralı olarak gösterdikleri alana davalı …’nün müdahalesinin men’ine, bu suretle taraflar arasındaki muarazanın önlenmesine karar verilmiş, hüküm, davalılar Orman Yönetimi, … KTK. ve …Belediyesi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ormandan yararlanma hakkının engellenmesi nedeniyle yaratılan muarazanın ve elatmanın önlenmesine ilişkindir.
Köy sınırlarının nasıl belirleneceği 442 sayılı Köy Kanunun 3 ve devamı maddelerinde, orman kadastro çalışma alanının sınırlarının nasıl belirleneceği ise 15/07/2004 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 45. maddesinde (önceki 1986 tarihli Yönetmeliğin 42. maddesi) gösterilmiştir. Sözü edilen maddeler uyarınca belirlenen sınır sadece, orman kadastrosu ile ilgili çalışmalara esas olup, mülki sınırların düzeltilmesini veya değiştirilmesini gerektirmez. Yine, 3402 sayılı Kanunun 4/4. maddesinde “kadastro ekibi, kadastro çalışma alanı sınırlarının tesbitinde il ve ilçelerin belediye sınırları ile köy sınırlarını dikkate alır, bu sınırlar mahalle, belediye, köy idari sınırları sayılmaz” denilmektedir. Orman kadastro komisyonu tarafından 3402 sayılı Kanuna göre yapılan kadastro çalışmalarına esas olmak üzere orman kadastrosu yapıldığında, ilgili orman kadastro komisyonunca mülki sınır belirlemesi yapılmadan kadastro müdürlüğünce tesbit edilen çalışma alanı sınırı esas alınarak çalışma yapılır (3402 sayılı Kanunun 4 ve Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 45. maddesi). Somut olayda da, orman kadastro komisyonu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre çalışma yaptığından, mülki sınırı belirlemeyip, kadastro müdürlüğünce tesbit edilen çalışma alanı sınırını esas almıştır. 3402 sayılı Kanunun 4/4. maddesine uyulmadan yapılan tesbitlerin ilçe ve birlik sınırı esas alınarak düzeltilmesi idari bir işlem olması nedeniyle Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne aittir.
Ormanlar kamu malı olup kullanımları, korunmaları ve gözetimleri Orman Yönetimine bırakılmıştır. 6831 sayılı Orman Kanununun 6/1. maddesi, Devlet Ormanlarına ait her çeşit işlerin Orman Genel Müdürlüğünce yapılacağını öngörmüş, 26. maddesinde orman insan ilişkilerinin, ormanların korunması ve ormanlardan yararlanmayı düzenleme yetkisinin Devlete ait bulunduğu belirlendikten sonra 26 ilâ 44. maddelerinde yararlanma biçimi ve buna uyulmaması durumunda uygulanacak yaptırımlar belirtilmiştir.
6831 sayılı Kanunun 32. maddesinde “mülki hudutları içinde verimsiz Devlet Ormanı bulunan köylerde, köy nüfusuna kayıtlı ve köyde devamlı oturan hane reisleri ile hudutları içinde Devlet Ormanı bulunan ve nüfusu 2500’den aşağı olan kasabaların muhtaç halkına kendi ihtiyaçlarına sarfetmeleri şartıyla yapacakları ev, ahır, samanlık, ambar ve kümes ihtiyaçları için bir defaya mahsus, okul, cami, köy yolu köprüsü ve köy konağı gibi köy müşterek ihtiyaçları için de ihtiyaç hallerinde olmak üzere, en yakın satış istif yerlerinden maliyet bedelinin üçte biri karşılığı yapacak emval verilir.”
Aynı Kanunun 40. maddesinde “Devlet ormanlarında ağaçlama, bakım, imar, yol yapımı, kesme, toplama, taşıma, imal gibi orman işleri, işyerinin ve işyerinde çalışacakların hangi mülki hudut ve orman teşkilatı hudutları içerisinde kaldığına bakılmaksızın, öncelikle işyerinde veya civarındaki orman köylerini kalkındırma kooperatiflerine ve işyerindeki köylülere veya işyeri civarındaki orman işlerinde çalışan köylülere, işyerine olan mesafeleri ile iş güçleri dikkate alınarak gördürülür.
Yapılacak işe yukarıda belirtilen kooperatiflerin ve köylülerin iş güçlerinin yeterli bulunmaması, işe ehil olmamaları, aşırı fiyat istemeleri, işin dağıtımı veya yapılması ile ilgili konularda çözülmesi mümkün olmayan ihtilaflar çıkarmaları gibi hallerde, bu işler; işyerine … olmayan orman köylerini kalkındırma kooperatiflerine veya köylülere yaptırılabileceği gibi taahhüt yolu ile de yaptırılabilir.” denilmektedir.
Yine aynı Kanunun 30 Mayıs 2000 tarih ve 26064 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak ilân edilerek yürürlüğe giren 4570 sayılı Kanun ile değişik 34. maddesi “Üretimin orman idaresi tarafından yapılması halinde, sınırları içinde Devlet Ormanı bulunan köy ve kasabalarda o yer nüfusuna kayıtlı olarak ikamet eden gerçek kişilerin veya sınırları içinde Devlet Ormanı bulunan köy ve kasabaların her birinde hane adedinin çoğunluğu tarafından kurulan orman köylerini kalkındırma kooperatiflerinin baltalık ormanlarından birim fiyatı (vahidi fiyat) usulü ile kesip, satış istif yerlerine taşıdıkları yakacak odunların yüzde yüzüne kadarı idarece tayin edilecek süre içinde, istedikleri takdirde kendilerine maliyet bedeli üzerinden verilir.”
34. maddenin uygulanmasına ait 290 sayılı tebliğin (25/10/1988 tarihli 282 sayılı tebliğ ve ekleri yürürlükten kaldırılmış ve 290 sayılı tebliğ yürürlüğe konmuştur.) köylü pazar satışı yakacak odun hakkının verilmesini düzenleyen 2.1.1- maddesinin işin tevziinde dikkat edilecek hususlar bölümü “üretim yapılacak Devlet Ormanı hangi köy ve kasaba mülki hudutlarında kalıyor ise o köylülere veya kasabalılara ya da kooperatiflerine üretim işi verilecektir. Bu köylüler ve kasabalılar veya bu köy ve kasabaya ait kooperatifler üretim işini yapmıyor veya yapamıyorlarsa durum tebligat ve tutanakla tesbit edildikten sonra … köylüler veya … köylerdeki kooperatifler için üretim işi ilan edilecektir. … köylerden de üretim işine talip çıkmaz ise durum yine tutanakla tesbit edilecek, daha sonra diğer yerlerden gelen ve üretim işine talip olan gerçek kişilere veya kooperatiflere üretim işi yaptırılacaktır.” şeklindedir.
Bu hükümlere göre ormandan yararlanma, Orman Yönetiminin iznine ve belli kurallara bağlanmıştır. 34. madde kapsamında köylü pazar satışını (K.P.S.) gerektirecek bir hak kullanımı söz konusu ise, üretim yapılacak Devlet Ormanı hangi köy veya kasaba mülki hudutlarında kalıyorsa o köy ve kasaba halkına ya da o köy ve kasaba kooperatiflerine üretim işinin verileceği, 34. madde kapsamı dışında (yani hak kullanımından kaynaklanmayıp) 40. maddede sözü edilen genel anlamda üretim işi verildiği takdirde mülki hudutların önem taşımadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Mahkemece, bozma kararı gereğince orman işletme şefliğinden, dava tarihi olan 19.11.1992 tarihinden önce dava konusu alanla ilgili, davacı ve davalı köylere üretim işi verilip verilmediği sorulmuş; varsa ilgili tüm dosya, yazı, belge ve haritalar ile tebligatlar istenmiş, gelen cevapta üretim dosyalarının … arşiv yönetmeliğine göre ayıklama ve imha işlemine tabi tutulduğundan davacı ve davalı köylere üretim işi verilip verilmediğinin anlaşılamadığı bildirilmiş, bu tarihten önce davacı köyden bazı kişilere zati yapacak ihtiyacı verildiği bildirilerek kayıt defteri fotokopisi gönderilmiştir.
Mahkemece dava konusu alandaki Devlet Ormanından, Orman Yönetimi tarafından davalı köylere üretim işi verilip verilmediği saptanamamış, davacı da bu konuda bir delil ileri sürmemiştir. Bu durumda, davalı köyün ormandan yararlanma konusundaki elatmalarının önlenmesine karar verilen 02.06.2010 günlü fen bilirkişi raporlarında kırmızı çizgi içerisinde siyah kalem ile taralı olarak gösterilen alandaki Ormandan, Orman Yönetimi tarafından davalı köye üretim işi verilip verilmediği saptanmamış, dava konusu yerle ilgili çekişme ve müdahale olup olmadığı tam olarak belirlenemediğinden, kanıtlanamayan davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Orman Yönetimi, … Belediyesi ve … Köyü Tüzel Kişiliğinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 16.09.2013 günü oy birliği ile karar verildi.