Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/3327 E. 2013/10751 K. 26.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3327
KARAR NO : 2013/10751
KARAR TARİHİ : 26.11.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … Yönetimi vekili, 15.11.2011 tarihli dilekçe ile; davalı adına tapu siciline kayıtlı … Köyü, 7311 ada 8 ve 10 parsel sayılı taşınmazların kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı iddiasıyla tapu kayıtlarının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, 3402 sayılı Kanunun 12. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, tapu siciline güvenerek iyiniyetle satın alındığı savunmasıyla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1946 yılında yapılıp 1947 yılında kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 7 numaralı Orman Kadastro Komisyonuna bağlı 4 numaralı ekipçe yapılıp 24.03.1976 tarihinde, itirazlar incelenerek sonuçları 7 numaralı Komisyonca 06.04.1983 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ile 1988 yılında yapılıp 15.06.1989 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazların orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve temyiz harcının istek halinde iadesine 26/11/2013 günü oy birliği ile karar verildi.