Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/323 E. 2013/5966 K. 23.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/323
KARAR NO : 2013/5966
KARAR TARİHİ : 23.05.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Yörede 2008 yılında yapılıp 22.12.2008 ilâ 20.01.2009 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen arazi kadastrosu sırasında , 154 ada 10 parsel sayılı 948,67 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliğiyle davalı gerçek kişiler adına tespit edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmakla birlikte mütegayip eşhastan kalan, yani, kayıp ve yitik kişilerden Hazineye intikal eden tapulu yer olduğu iddiasıyla kadastro mahkemesinde tespite itiraz davası açmıştır. Askı ilân süresi içerisinde dava açılmadığı gerekçesiyle kadastro mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine davacı yanın başvurusu ile dosya sulh hukuk mahkemesine intikal ettirilmiştir. Mahkemece, davacı Hazinenin davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yer iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına göre, davacı Hazine tarafından, 21.01.2009 tarihli dava dilekçesi ile kadastro mahkemesinde açılan davanın, 30 günlük askı ilân süresi içinde açılmadığı gerekçesiyle, görevsizlik kararı ile Andırın Sulh Hukuk Mahkemesine gönderildiği, sulh hukuk mahkemesince işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemece sürelerin hesabında yanılgıya düşülmüştür. H.U.M.K.’nun 161. maddesinde “Müddet gün olarak tayin edilmiş ise, tefhim veya tebliğ edildiği gün hesaba katılmaz ve son gün tatil saatinde biter.” hükmü getirilmiştir. Dava konusu parselin kadastro tutanağı 22.12.2008 tarihinde ilâna çıkarılmış, 23.12.2008 tarihinden itibaren 30. gün 21.01.2009 günü mesai saati bitimine denk gelmekte olup, dava da bu tarihte açıldığından, süresindedir. Tutanak arkasında 20.01.2009 tarihinde son bulduğunun yazması bir hüküm ifade etmez.
Zaman bakımından kadastro mahkemesinin görev ve yetkisini düzenleyen 3402 sayılı Kanunun 26/4 maddesi hükmüne göre “Kadastro mahkemesinin yetkisi (görevi), her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği günde başlar.” Kadastro mahkemesinin davayı görebilmesi için dava konusu taşınmaz hakkında tespit tutanağı düzenlenmesi ve kanunî süre içinde dava açılmış olması gerekir.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup; temyiz edenlerin sıfatına bakılmaksızın, yargılamanın her aşamasında gözetilmelidir. Bu sebeple, mahkemece yapılacak iş: çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağı kesinleşmediğinden, davaya bakma görevinin Kadastro Mahkemesine ait olduğu düşünülerek görevsizlik kararı vermekten ibarettir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer konuların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 23/05/2013 günü oy birliği ile karar verildi.