YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3092
KARAR NO : 2013/7613
KARAR TARİHİ : 09.09.2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar … ve arkadaşları tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … Yönetimi, … Köyü 1131 parsel sayılı taşınmazın yörede 09/10/2002 – 09/04/2003 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen orman kadastro sınırlarının kısmen içinde kaldığını, davalı adına olan tapu kaydının kısmen iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın 04/10/2012 tarihli krokide (A) harfi ile gösterilen 471,39 m2’lik kısmının tapu kaydının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar … ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu içinde kalan tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkindir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın kısmen orman tahdidi içinde kaldığı kabul edilerek, kısmen orman niteliği ile Hazine adına tescile karar verilmişse de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Hükme dayanak alınan orman ve fen bilirkişi tarafından düzenlenen krokide, sadece dava konusu taşınmaz parsel bazında gösterilmiş, orman tahdit haritası üzerine kadastro paftası aktarılarak, komşu parsellerle birlikte gösterilmediği için denetlenememekte, ayrıca; orman kadastro tutanaklarında OS 76 ve 77 noktalarının açıklanmasında, … tarlası tahdit dışında kalacak şekilde orman sınır hattı geçirildiği yazdığı halde, keşifte tutanaklar da uygulanmadığından taşınmaz tahdit dışında mı, yoksa sonradan açma yapıldığından bir kısmı tahdit içinde mi kalmakta olduğu anlaşılmadığından, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak 2 kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli
Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/09/2013 günü oy birliği ile karar verildi.