Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/2886 E. 2013/7728 K. 10.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2886
KARAR NO : 2013/7728
KARAR TARİHİ : 10.09.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Kırgıl Köyü 128 ada 9 parsel sayılı 18724.51 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, fındık bahçesi niteliğinde davalılar adına tespit edilmiştir. Orman Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın bilirkişi krokisinde (A1) harfi ile gösterilen 5512.60 m2, (A2) harfi ile gösterilen 1576.37 m2 bölümlerinin orman niteliği ile Hazine, (B) harfi ile gösterilen 11635.54 m2 bölümünün tespit gibi davalılar adına tesciline karar verilmiş, Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11/05/2011 gün 2011/4365 – 6014 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapılan orman kadastrosunun kesinleşmediği kabul edilerek taşınmazın hâlihazır durumu ile eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafları uygulanmak suretiyle niteliğinin belirlenmesi yoluna gidilmiştir.
Oysa; yörede 1979 yılında yapılan orman kadastrosunun kesinleşip kesinleşmediği dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır.
Orman Yönetimi tarafından aynı iddia ile açılmış ve birbirine yakın yerlerde bulunan pek çok taşınmazla ilgili dava dosyası Dairemiz tarafından incelenmiştir. Yapılan incelemede; Orman Yönetimi tarafından bu çalışma sırasında orman sınırları dışında bırakılan bir kısım yerlerin orman olduğu iddiasıyla asliye hukuk mahkemesinin 1986/ 165, 1986/ 221, 1986/ 223, 1986/ 266 esas sayılı dava dosyalarında orman kadastrosuna itiraz davalarının açıldığı; bunların bir bölümünde davanın esasına girilerek hüküm kurulduğu, bir bölümünde ise görevsizlik kararı verildiği görülmektedir. Görevsizlik kararı verilen dava dosyalarının kadastro mahkemesine aktarılıp aktarılmadığı, aktarılmışsa halen derdest olup olmadıkları ise belli değildir. Mahkeme; bu dosyaları getirtip fen bilirkişi eliyle uygulayarak çekişmeli yerlerle bağlantısını gösterir kroki düzenlettirmemiş, kararların kesinleşip kesinleşmedikleri, temyize konu dosyalarda taraf olan kişiler yönünden bağlayıcı olup olmadıklarını tartışmamıştır.
Bu nedenle; mahkemece, Orman Yönetiminden yukarıda esas numaraları belirtilen dava dosyalarından başka çekişmeli yerleri ilgilendiren orman kadastrosuna itiraz davaları bulunup bulunmadığı sorulup araştırılmalı, ilgili dosyaların her biri dosyaya getirtilmeli, bundan sonra aynı yörede bulunan ve aynı iddia ile açılan davalara konu olan taşınmazların ada ve parsel numaraları belirlenmeli, dava ve usûl ekonomisi bakımından bu dava dosyalarından birisi kılavuz dosya seçilerek o dosya üzerinde evvelce görev almış bilirkişiler dışında yeniden seçilecek bir orman yüksek mühendisi ya da mühendisi ve bir fen elemanı huzuruyla yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve fen elemanı eliyle orman kadastrosuna itiraz dava dosyaları birer birer uygulanmalı, davanın tarafları yönünden bağlayıcı nitelik taşıyıp taşımadığı araştırılmalı ve bu davalar sonucunda oluşan yeni orman sınır hattı fen ve orman bilirkişiler eliyle belirlenmeli, tahdide itiraz davalarının kesinleşip kesinleşmediği, dolayısıyla çekişmeli yerle ilgili olarak orman kadastrosunun da kesinleşip kesinleşmediği açıklığa kavuşturulmalıdır.
Orman kadastrosu kesinleştiği takdirde, tahdit haritası ve tapulama paftasının ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.

Yapılacak araştırma sonucunda kesinleşen orman kadastrosunun bulunmadığının anlaşılması halinde ise yöreye ait en eski tarihli memleket haritası çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Taşınmazın uygulanan eski tarihli belgelerde yeşil alanda görünmesi halinde bunun sembolünün ne olduğu açıklattırılarak, üzerinde bulunan fındık ağaçlarının yaşları da gözetilmek suretiyle orman sayılan yerlerden olup olmadığı kesin biçimde saptanmalı, çekişmeli taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilen bölümleri hakkında verilen kararın davalılar tarafından temyiz edilmeyerek kesinleştiği de gözetilmelidir.
Değinilen yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ve araştırma sonucunda kurulan hüküm usûl ve kanuna aykırı olduğu” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulü ile 128 ada 9 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile (A1) işaretli 4715,30 m², (A2) ile işaretli 795,15 m², (A3) ile işaretli 1576,37 m², (B2) ile işaretli 2140,45 m²’lik kısımların orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, (B1) harfli gösterilen 9497,24 m²’nin fındık bahçesi vasfı ile davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1979 yılında 6831 sayılı Kanun gereği orman kadastrosu ile 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulamaları yapılmış, sonuçları 22/07/1980 tarihinde, itirazlı yerlerde ise 07/07/1981 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulduğuna ve temyize konu (B1) ile gösterilen taşınmazın orman tahdidi dışında,eski tarihli memleket haritası ve hava fotograflarında orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 10/09/2013 günü oy birliği ile karar verildi.