Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/220 E. 2013/2356 K. 07.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/220
KARAR NO : 2013/2356
KARAR TARİHİ : 07.03.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava konusu …. 1088 sayılı parselin bulunduğu yerde ilk kez 1943 yılında 3316 sayılı Kanun gereğince orman kadastrosu yapılmış, taşınmaz bu çalışma sonucunda orman sınırları içine alınarak Aralık 1944 tarih, 8 sıra numarasında 762 hektar 7526 m2 yüzölçümü ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. Daha sonra 1973 yılında yapılan tapulama çalışmalarında 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince tapu kütüğüne aktarılmıştır. Çekişmeli 3170 parsel sayılı 58 hektar 522.92 m² yüzölçümündeki taşınmaz, orman kadastro sınırları dışında kaldığı halde, 1996 yılında kadastro müdürlüğünce hazırlanan ifraz beyannamesinde yapılan teknik hata nedeniyle 1088 parselden ifraz edilmiş gibi idari yoldan tapusu oluşturularak hali arazi niteliğinde Hazine adına tescil edilmiş, beyanlar hanesinde “2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığı” yolunda şerh verilmiştir. Davacı …, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 3170 sayılı parselin bir bölümünün tapusunun iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, çekişmeli yerin dört yönden ormanla çevrili, zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1943 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1990 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklığı niteliğinde olduğu gerekçesi ile hüküm kurulmuşsa da delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür.
Şöyle ki; dosya arasında bulunan bilgi ve belgelerden, özellikle bilirkişi raporlarından, … 3170 sayılı parselin yukarıda açıklandığı üzere 1088 numaralı orman parseli ile bir ilgisinin bulunmadığı, kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldığı, orman niteliği taşımayan bir yer 2/B uygulamasına konu olamayacağından tapu kaydı üzerine bu yolda konulan şerhin hukukî dayanağının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bilirkişiler ….’nın 25/02/2011 havale tarihli ek raporunda (A) harfi ile gösterilen 4873 m² ve (A1) harfi ile gösterilen 2829.64 m²’lik çekişmeli taşınmaz bölümleri, hâli arazi niteliği ile tapuda kayıtlı bulunan aynı parselin davaya konu olmayan bölümleri ile çevrilidir. Bu nedenle dahi (A) ve (A1) bölümlerinin orman içi açıklığı olduğundan söz edilemez.

Yöntemince yapılan uygulamaya göre (A) ve (A1) bölümleri yöreye ait 1940 ve 1946 çekimli hava fotoğrafları ile 1957 ve 1972 tarihli memleket haritalarında açık alanda kalmaktadır. Dosya kapsamından zilyetlik yoluyla kazanma koşullarının da davacı yararına gerçekleşmiş olduğu sabittir. Hal böyle iken; davacının davasının kabulü ile (A) ve (A1) harfli bölümlerin Hazine adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tescili ve 2/B uygulaması nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olduğu yolundaki şerhin de silinmesi yolunda hüküm kurulması gerekirken, aksi görüşle davanın reddi yolunda kurulan hüküm usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle: davacı …’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/03/2013 günü oy birliği ile karar verildi.