Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/2141 E. 2013/4265 K. 11.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2141
KARAR NO : 2013/4265
KARAR TARİHİ : 11.04.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında Ulubey ilçesi, Durak Köyünde bulunan 145 ada 47, 48, 86, 87, 88, 89, 94, 97, 98, 99, 100, 101, 110, 111, 112, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130 ve 143 parsel sayılı taşınmazların bir kısmı senetsizden, bir kısmı ise tapu kaydına dayalı olmak üzere kişiler adına tespit edilmiştir. Orman Yönetimi, … ve … tarafından ada ve parsel numaraları belirtilen taşınmazlar için kadastro tespitlerinin iptali için açılan dava, kadastro mahkemesinin 1996/86 Esas sayılı dosyasına kaydedilmiş ve bu dava sonucu Ulubey Kadastro Mahkemesinin 1996/86 E. – 2004/69 K. sayılı kararı Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16.02.2009 tarih 2008/8220 E. – 2009/2529 K. sayılı kararı ile; 145 ada 121 parsel için olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olması nedeni ile bozulmuş, diğer parseller yönünden ise onanmıştır. Yargıtay ilâmı üzerine, davacı …’ın 145 ada 121 parsel için açtığı dava, yeni esasa kaydedilmiş; mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu; davacı …’ın 145 ada 121 parsel için açtığı davanın, kesin hüküm nedeni ile reddine karar verilmiştir
Kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine de hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19.09.2011 tarih ve 2011/6215 E. – 2011/10064 K. sayılı kararında özetle; “Mahkemece daha önce …’ın taraf olmadığı, davacıları … ve Orman Yönetimi ile davalısı … arasında görülüp sonuçlanan dava konusu parsel hakkında kesin hüküm oluşturduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, 1996/47 sayılı dosyasında..ile Orman Yönetimi tarafından tesbit maliki … aleyhine açılan kadastro tespitine itiraz davasında taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş olup, bu kararın davada taraf olmayan davacı … yönünden kesin hüküm oluşturduğundan sözedilemez; işin esasına girip sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır” denilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu; davacının keşif ücretini kesin süre içinde yatırmadığından bahisle, davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, davacının kendisine yapılan usulî tebligata rağmen duruşmaya katılmadığı, 30.03.2012 tarihli celsede keşif ara kararı verildiği, davacı adına meşruhatlı davetiye çıkarılarak kesin süre içerisinde keşif ücretini
yatırması, aksi takdirde keşif delilinden vazgeçmiş sayılacağı ve mevcut delillere göre karar verileceğinin bildirildiği, usulî tebligata rağmen davacının kendisine tanınan kesin süre içinde keşif masrafını yatırmadığı, ayrıca davacının dayandığı T.Sani 1339 tarih, 418 sıra nolu tapu kaydının mevkii ve hudutları itibariyle dava konusu taşınmazlara uymadığının, temyize konu dosyanın, Yargıtay ilâmından önceki ilk esası olan 1996/86 Esas sayılı dosyada bulunan 08.09.2004 tarihli fen bilirkişi raporunda belirtildiği anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 11/04/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.