Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/1995 E. 2013/3362 K. 28.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1995
KARAR NO : 2013/3362
KARAR TARİHİ : 28.03.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, dava dilekçesiyle zilyetliğinde bulunan 31747,64 m²’lik yerin 733,90 m²’lik bölümünün DSİ tarafından kamulaştırıldığı, geri kalan 31013,74 m²’lik bölümünün ise, bölgede yapılan orman kadastrosu çalışmaları sırasında 140 ada 4 nolu orman parseli içerisinde bırakıldığı iddiasıyla 140 ada 4 nolu parselin tapusunun iptali ile 31013,74 m²’lik yerin adına tapuya tesbit ve tescilini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne ve fen bilirkişi raporuna ekli krokide kırmızı taralı alan olarak gösterilen 26752,09 m²’lik kısmın tarla niteliğiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Dava konusu 140 ada 4 parsele, 110 hektar 8308,40 m² yüzölçümlü orman niteliğinde kadastro tesbit tutanağı düzenlenerek 26.12.2006 tarihinde tutanak kısmî ilâna çıkarılmış; davacı, kısmî askı ilânı süresi geçtikten sonra 03.04.2007 gününde dava açarak, orman parseli içinde bir kısım yerin kendi zilyetliğinde olması nedeniyle adına tescil kararı verilmesini istemiştir. 140 ada 4 parselin kadastro tutanak aslının dosyada bulunmadığı, tutanak suretinde ise, kadastro mahkemesinin 2006/11 Esas numaralı dosyasında davalı olarak yazıldığı, Dairenin iade kararı üzerine 140 ada 4 sayılı parsel hakkında dava dışı gerçek kişiler tarafından açılan orman kadastrosuna itiraz davasının en son Gülnar Kadastro Mahkemesinin 2012/1 Esas numarasını alarak derdest olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, çekişmeli taşınmazın tesbiti kesinleşmediğine ve halen kadastro mahkemesinde davalı olduğuna göre, davacının iddiası kadastro mahkemesindeki davalara 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesine göre müdahale anlamındadır. Görev kamu düzenine ilişkindir. O halde, mahkemece görev yönünden davanın reddine ve dosyanın kadastro mahkemesine gönderilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 28.03.2013 günü oy birliği ile karar verildi.