YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1926
KARAR NO : 2013/6089
KARAR TARİHİ : 27.05.2013
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sırasında davalı tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur.
Bu konuda verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Taraflar arasında görülen dava sırasında davalı tarafından 29.11.2012 havale tarihli dilekçe ile “…Hâkimin, karşı taraf menfaatine karar verebilmek kasdıyla delilleri toplanmadan alacaklı olduğu hususu gözardı edilerek dosyayı bilirkişiye gönderdiği…” gerekçesiyle reddi hâkim yoluna başvurulmuştur.
Reddedilen Hâkim … (…)’in, “talebin reddinin gerektiği, ancak; davalının mahkeme ve hâkimlere yönelik ithamları nedeniyle davalı hakkında suç duyurusunda bulunulacağından aralarında husumet oluştuğundan, çekilme kararı verildiği…” yönündeki görüşü üzerine dosyayı inceleyen merci tarafından, “…Hâkimin reddi talebi yerinde görülmediği, davalı hakkında suç duyurusunda bulunulduğundan çekilmenin usûl ve kanuna uygun olduğu…” gerekçesiyle reddi hâkim talebinin REDDİNE ve reddeden tarafın HMK’nun 42/4. maddesi gereğince 1000.- TL disiplin para cezası ile cezalandırılmasına, Hakimin dosyadan el çekmesinin ONAYLANMASINA ilişkin verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Hâkimin reddi için, davalı tarafından ileri sürülen sebepler işin esası yönünden temyiz sebebi olup, H.M.K.’nın 36. maddesinde tanımı yapılan sebeplerden olmadığından reddi hâkim talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, hemen hemen aynı nedenlere dayalı olarak yapılan red talebinin reddedilmesi, çekilme kararının uygun bulunması karşısında, davalının kötüniyetli olduğunun kabulünün mümkün bulunmadığından para cezasına hükmedilmesi de doğru değildir.
Davalının red talebi üzerine mahkeme hâkimi tarafından, hemem hemen aynı nedenlere dayalı olarak verilen çekilme kararının merci tarafından uygun bulunması hususu hükmün kendi içerisinde çelişki doğmasına sebebiyet vermektedir. Ayrıca, duruşma hâkiminin davadan çekilmesi, H.M.K.’nun 36. maddesi anlamında kendi kendini reddetmesi mânâsındadır. Çünkü, hâkimin çekilme kararı verebilmesi, ancak H.M.K.’nun 36. maddesindeki hallerden birinin varlığı halinde mümkündür. Dava, dosyasındaki bilgi ve belgelerden, H.M.K.’nun 36. maddesindeki anlamda ve hâkimin çekilmesini gerektirecek şekilde bir bulguya rastlanmadığı gibi, hâkimin kendi kendisini reddetmesine ilişkin kararını yerinde bulan merci kararında da, hukukça korunabilecek bir neden veya delile dayanılmadığı görülmüştür.
Yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır. (Anayasa mad. 9) Hâkimler görevlerinde bağımsızlardır. Anayasa, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanatlerine göre hüküm verirler. Bu nedenle, hâkimler önüne gelen uyuşmazlıkları kanunî
çerçevesinde çözmek zorundadırlar. Bu işlemi yaparken hâkim, bir olayla ilgili kuracağı hükümle, tarafların adalet duygusunu zayıflatacağını değil, güçlendireceğini düşünüp, hedefleyerek çalışmalı, kanunlardan aldığı güçle hareket etmelidir. Hâkim, tarafların geçerli ve
kanunî delillere dayanmayan soyut iddiaları karşısında başkalarına ve kendisine yabancı kalarak, hukukun ne dediğini söyleme yetkisini kullanıp, yargılama işlemi ile yargı kararlarının kişisel görüş, inanç ve duyguların aracı olamayacağını, aksine hâkimlerin, yansız ve kanunlardan aldığı güçle adaleti sağlamaya çalıştığını davanın taraflarına inandırmalıdır. Belirtilen olgular ışığında maddi delillerle desteklenmeyen soyut iddialar dayanak gösterilerek hâkimlerin davadan çekinmeleri adaletin gecikmesine ve tâbi hâkim ilkesinin zedelenmesine yol açacağından kabul edilemez. Bu nedenle, mercinin hâkimin çekinmesini kabul eden kararı bu yönü ile bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 27/05/2013 günü oy birliği ile karar verildi.