Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2013/1910 E. 2013/4596 K. 18.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1910
KARAR NO : 2013/4596
KARAR TARİHİ : 18.04.2013

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Yörede 2010 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında Merkez … Mahallesi 7097 ada 8 parsel sayılı 1843.55 m² yüzölçümündeki taşınmaz, bahçe niteliğinde belgesizden kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir. Hazine, taşınmazın zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olduğu ve davalı yararına kazanma koşullarının oluşmadığı iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne, çekişmeli parselin tesbit tutanağının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1996 yılında yapılarak sonuçları 16/07/1999 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları vardır. Daha sonra ise 6831 sayılı Kanunun 9. maddesinin 5 fıkrasında düzenlenen “(Ek: 05.11.2003 – 4999/4. md.) orman tahdidi veya kadastrosu yapılıp ilân edilerek kesinleşmiş yerlerde, vasıf ve mülkiyet değişikliği dışında aplikasyon, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan yüzölçümü ve fenni hatalar tespit edildiğinde, bu hatalar Orman Genel Müdürlüğünün bilgisi ve denetimi altında orman kadastro komisyonlarınca düzeltilir. Düzeltme, 10’uncu maddeye göre ilân olunur. İlân tarihinden itibaren otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması amacıyla sulh hukuk mahkemesine dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir. Düzeltmelerde 11’inci maddedeki hak düşürücü süre aranmaz.” hükmü gereğince çalışma yapılarak, sonuçları 07/09/2010 tarihinde ilân edilmiş ve kesinleşmiştir.
Mahkemece, keşif ve bilirkişi raporlarıyla parselin işlenmesine yeni başlandığı ve zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tarafın tutunduğu tapu kayıtları tesis ve tedavülleri ile birlikte getirtilmemiş ve uygulanmamış, çekişmeli taşınmazın niteliği ve davalı yönünden tapu ve zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği yöntemince araştırılmamıştır. Eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece, öncelikle davalı tarafın tutunduğu tüm tapu kayıtları ilk tesisinden itibaren cins ve miktar değişikliklerini, dayanak belgeleri (mahkeme kararı ve haritası ve benzeri belgeler ve haritalar) ile birlikte içeren tedavülleri Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Bölge Müdürlüğü ve yerel tapu idaresinden getirtilmeli, genel kadastroda bu kayıtların revizyon görüp görmediği, görmedi ise nedeni sorularak, revizyon parsellerinin tespit tutanakları, tespitleri itirazsız kesinleşmişse bu yolla oluşan tapu kayıtları, itirazlı ya da hükmen kesinleşmişse ilgili dava dosyaları, revizyon parsellerini ya da aynı tapu kaydına dayanılan ve Hazine ile gerçek kişiler arasında dava konusu edilen parselleri dıştan çevreleyen komşu parsellerin tespit tutanakları ve var ise tespitine esas alınan tapu ve vergi kayıtları bulunduğu yerlerden istenip getirilerek dosya keşfe hazırlanmalı, aynı tapu kaydına dayanılan Hazine ile gerçek kişiler arasındaki derdest dava dosyaları arasında bağlantı bulunup bulunmadığı konusunda inceleme yapılarak, gerekirse; dava dosyalarının birleştirilmesi düşünülmeli, daha sonra; harita ve kadastro mühendisi ve bir fen elemanı bilirkişi aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, davalı tarafın tutunduğu tapu kayıtları yerel bilirkişiler yardımıyla yöntemince uygulanarak kapsamı ve çekişmeli pareselin bu kayıt kapsamında kalıp kalmadığı yöntemince belirlenmeli, bilinmeyen sınırlar için taraf tanıkları dinlenmeli, tapu kayıtlarındaki miktar ve sınır değişikliklerinin davanın taraflarını bağlayıp bağlamayacağı ya da taraflar için hüküm ifade edip etmeyeceği irdelenmelidir. Yapılacak uygulama sonucunda dayanılan tapu kaydının çekişmeli yere ait olduğunun belirlenmesi durumunda davanın reddine; bu yere uymadığının belirlenmesi halinde ise ekonomik amacına uygun bir zilyetliğin sürdürülmediği gözetilerek şimdi olduğu gibi davanın kabulüne karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle davanın kabulüne karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/04/2013 günü oy birliği ile karar verildi.